İkincil Travma: Görünmez Yükün Farkına Varmak ve Onunla Başa Çıkmak
- Sonsuz Travma

- 3 Haz
- 6 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 7 Haz

İkiincl travma ile ilgili hazırladığımız podcast sohbetini aşağıdan dinleyebilirsiniz.
İkincil Travma: Görünmez Yükün Farkına Varmak ve Onunla Başa Çıkmak
Hayat, bazen bizden çok şey götüren, bazen de hiç beklemediğimiz anlarda bizi derinden sarsan deneyimlerle doludur. Ancak bazı travmalar, olayın doğrudan mağduru olmasak bile üzerimizde derin etkiler bırakabilir. Bu duruma ikincil travma ya da literatürde daha sık kullanılan adıyla vicarious trauma (vekaleten travma) veya compassion fatigue (şefkat yorgunluğu) denir. Özellikle yardım mesleklerinde çalışanlar, sağlık profesyonelleri, ilk müdahale ekipleri, sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, gazeteciler ve hatta travma yaşayan sevdiklerinin bakımını üstlenen aile bireyleri, başkalarının travmatik deneyimlerine tanıklık ederek veya bu deneyimleri dinleyerek ikincil travmaya maruz kalabilirler.
Bu blog yazısında, ikincil travmanın ne olduğunu, kimlerin risk altında olduğunu, belirtilerini ve en önemlisi, bu görünmez yükle başa çıkmak için hangi stratejilerin kullanılabileceğini akademik referanslarla destekleyerek detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
İkincil Travma Nedir? Görünmez Yükü Anlamak
İkincil travma (vicarious trauma), başkalarının travmatik deneyimlerini dinleyerek, gözlemleyerek veya bunlarla ilgili bilgi edinierek, kişinin kendi bilişsel yapısında, duygusal durumunda ve dünya görüşünde meydana gelen kalıcı, olumsuz değişimler olarak tanımlanır (McCann & Pearlman, 1990). Bu durum, bir kişinin empati yeteneği ve başkalarının acısına tanıklık etme kapasitesinin bir bedeli olarak ortaya çıkar. Yani, başkasının travması, bireyin kendi psikolojik sağlığını ve iyi oluşunu etkiler.
Şefkat yorgunluğu (compassion fatigue) ise, ikincil travmayla yakından ilişkili, ancak genellikle daha çok empati kurmanın ve başkalarının acısına duyarlı olmanın bir sonucu olarak ortaya çıkan duygusal ve fiziksel tükenmeyi ifade eder (Figley, 1995). Bu, yorgunluk, umutsuzluk, öfke ve sinirlilik gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
Her iki kavram da, başkalarının travmatik deneyimleriyle sürekli temas halinde olmanın yarattığı psikolojik maliyeti vurgular. Bu durum, özellikle insani yardım görevlileri, doktorlar, hemşireler, polis memurları, itfaiyeciler, öğretmenler ve avukatlar gibi meslek gruplarında yaygın olarak görülür (Bride, 2007).
Kimler Risk Altında?
İkincil travmaya en çok maruz kalan gruplar şunlardır:
Sağlık ve Ruh Sağlığı Profesyonelleri: Doktorlar, hemşireler, psikologlar, psikiyatristler, terapistler. Hastaların veya danışanların yaşadığı travmaları dinlemek ve onlara destek olmak, bu meslek gruplarını yüksek riske sokar.
Sosyal Hizmet Uzmanları ve Çocuk Koruma Çalışanları: İstismara uğramış çocuklar veya şiddet mağdurlarıyla çalışanlar, sık sık travmatik hikayelere tanıklık ederler.
İlk Müdahale Ekipleri: Polis memurları, itfaiyeciler, paramedikler. Kaza yerlerinde, suç mahallerinde veya doğal afetlerde tanık oldukları olaylar ikincil travmaya yol açabilir.
Gazeteciler ve Belgesel Yapımcıları: Savaş bölgelerinde, afet alanlarında veya şiddet olaylarının yaşandığı yerlerde çalışan gazeteciler, travmatik olayları aktarırken kendileri de etkilenebilirler.
Yargı ve Hukuk Alanı Çalışanları: Avukatlar, savcılar, hakimler. Suç mağdurlarının veya tanıkların ifadelerini dinlemek, yasal süreçlerde travmatik detaylarla yüzleşmek zorunda kalmak.
Travma Yaşayan Sevdiklerine Bakım Verenler: Bir aile üyesinin veya yakınının travmatik bir olay yaşaması ve bu süreçte ona destek olmak da ikincil travmaya neden olabilir.
İkincil Travmanın Belirtileri: Görünmez Yaraları Tanımak
İkincil travmanın belirtileri, doğrudan travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) belirtilerine benzerlik gösterebilir ve bireyler arasında farklılık gösterebilir. En yaygın belirtiler şunlardır:
Duygusal Belirtiler:
Duygusal Tükenmişlik ve Yorgunluk: Sürekli yorgun hissetme, enerjisizlik, duygusal olarak bitkinlik.
Sinirlilik ve Öfke: Küçük şeylere karşı sabırsızlık, kolayca sinirlenme.
Depresyon ve Umutsuzluk: Üzgünlük, keyifsizlik, geleceğe dair karamsarlık.
Kaygı ve Endişe: Sürekli endişeli hissetme, panik ataklar.
Empati Azalması (Duyarsızlaşma): Başkalarının acısına karşı duyarsızlaşma veya empati kurmada zorlanma. Bu, bir savunma mekanizması olarak ortaya çıkabilir.
Suçluluk veya Utanç: Travma yaşayan kişilere yeterince yardımcı olamadığına dair hisler.
Bilişsel Belirtiler:
Duygu Durumunda ve Dünya Görüşünde Değişim: Dünyanın güvenli bir yer olmadığına, insanların kötü olduğuna veya adaletsizliğin yaygın olduğuna dair olumsuz inançlar.
Odaklanma ve Konsantrasyon Güçlüğü: İş veya günlük görevlere odaklanmada zorlanma.
Yineleyici Düşünceler ve Kabuslar: Başkalarının travmatik deneyimleriyle ilgili düşüncelerin veya kabusların tekrarlaması.
Sürekli Tetikte Olma (Hipervijilans): Çevreye karşı aşırı dikkatli olma, kolay irkilme.
Davranışsal Belirtiler:
Sosyal İzolasyon: Arkadaşlardan veya aileden uzaklaşma, sosyal etkinliklere katılmama.
İşten Kaçınma veya İş Verimliliğinde Düşüş: İşe gitmek istememe, performansta düşüş.
Uyku Sorunları: Uykuya dalmakta zorlanma, sık uyanma, kabuslar.
İştah Değişiklikleri: Aşırı yeme veya iştahsızlık.
Madde Kullanımı: Alkol veya diğer maddelere yönelme.
Fiziksel Belirtiler:
Baş ağrısı, mide rahatsızlıkları, kas ağrıları gibi açıklanamayan fiziksel semptomlar.
Bu belirtiler, bireyin günlük yaşamını, işlevselliğini ve genel yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, ikincil travmanın farkına varmak ve uygun baş etme stratejilerini uygulamak hayati önem taşır.
İkincil Travmayla Başa Çıkma Stratejileri: Kendini Korumak ve İyileşmek
İkincil travma ile başa çıkmak, hem bireysel hem de kurumsal düzeyde dikkat ve strateji gerektiren bir süreçtir. İşte hem bireysel hem de kurumsal düzeyde uygulanabilecek öneriler:
Bireysel Baş Etme Stratejileri:
Öz Farkındalık Geliştirin: İkincil travmanın belirtilerini tanımak, baş etmenin ilk adımıdır. Kendi duygusal, bilişsel ve fiziksel durumunuzdaki değişikliklere dikkat edin. Düzenli olarak "nasıl hissediyorum?" diye kendinize sorun.
Sınırlar Koyun: Başkalarının travmatik deneyimlerini dinlerken veya bunlarla çalışırken sağlıklı sınırlar belirlemek çok önemlidir. İşinize ve kişisel yaşamınıza net sınırlar çizin. Örneğin, işten sonra işle ilgili düşünceleri bir kenara bırakmaya çalışın.
Kendine Bakım (Self-Care) Pratikleri: Düzenli ve bilinçli kendine bakım, ikincil travmanın etkilerini azaltmada kilit rol oynar.
Fiziksel Sağlık: Dengeli beslenme, düzenli egzersiz (yürüyüş, koşu, yoga) ve yeterli uyku (7-9 saat) psikolojik dayanıklılığınızı artırır (Sharma et al., 2006).
Zihinsel Sağlık: Meditasyon, mindfulness pratikleri, nefes egzersizleri gibi teknikler, zihni sakinleştirmeye ve duygusal düzenlemeyi geliştirmeye yardımcı olur (Kabat-Zinn, 1990).
Duygusal Sağlık: Hobiler edinin, keyif aldığınız aktivitelere zaman ayırın, mizah kullanın. Bu, zihninizi ve ruhunuzu besler.
Sosyal Destek Ağınızı Güçlendirin: Güvenilir arkadaşlarınız, aile üyeleriniz veya meslektaşlarınızla duygularınızı ve deneyimlerinizi paylaşın. Destekleyici ilişkiler, stresi tamponlar ve yalnızlık hissini azaltır (Cohen & Wills, 1985). Özellikle benzer deneyimleri olan meslektaşlarla konuşmak, paylaşılan anlayış ve destek sağlayabilir.
Düzenli Süpervizyon ve Konsültasyon: Özellikle yardım mesleklerinde çalışanlar için düzenli süpervizyon almak hayati öneme sahiptir. Deneyimli bir süpervizör, zorlu vakaları işlemenize, duygusal yükünüzü hafifletmenize ve baş etme stratejileri geliştirmenize yardımcı olabilir. Bu, hem profesyonel gelişimi hem de psikolojik iyi oluşu destekler (Schwartz et al., 2012).
Mesleki Gelişim ve Eğitim: Travma hakkında bilgi edinmek, ikincil travmanın etkilerini anlamanıza ve yönetmenize yardımcı olabilir. Travma-bilgili bakım (trauma-informed care) prensipleri hakkında eğitim almak, hem kendinizi hem de danışanlarınızı daha iyi korumanızı sağlar.
Anlam Yaratma ve Bağlantı: Yaptığınız işin amacını ve etkisini yeniden hatırlamak, şefkat yorgunluğunun yarattığı umutsuzlukla mücadele etmeye yardımcı olabilir. Yaptığınız işin başkalarına nasıl bir fayda sağladığını görmek, motivasyonunuzu artırabilir (Figley, 1995).
Profesyonel Yardım Almaktan Çekinmeyin: Eğer ikincil travma belirtileri günlük yaşamınızı veya işlevselliğinizi ciddi şekilde etkiliyorsa, bir psikolog veya terapistten destek almak çok önemlidir. Bu, bir zayıflık işareti değil, aksine kendinize ve mesleğinize olan sorumluluğunuzun bir göstergesidir.
Kurumsal Düzeyde Baş Etme Stratejileri:
İkincil travma sadece bireysel bir sorun değil, aynı zamanda kurumsal bir sorumluluktur. İşverenler, çalışanlarının psikolojik sağlığını korumak için proaktif adımlar atmalıdır:
Destekleyici Çalışma Ortamı: Çalışanların duygusal olarak güvende hissettiği, açık iletişimi teşvik eden ve iş yükünün makul olduğu bir ortam yaratmak.
Düzenli Süpervizyon ve Vaka Tartışmaları: Çalışanlara düzenli ve kaliteli süpervizyon olanakları sunmak. Vaka tartışmaları, deneyimleri paylaşma ve çözüm bulma fırsatları yaratır.
Eğitim ve Farkındalık Programları: İkincil travma, şefkat yorgunluğu ve öz bakım konularında düzenli eğitimler düzenlemek.
Esnek Çalışma Koşulları: Çalışanların dinlenmelerine ve toparlanmalarına olanak tanıyan esnek çalışma saatleri veya izin politikaları sunmak.
Psikolojik Destek Hizmetleri: Çalışanlara kolay erişilebilir ve gizli psikolojik danışmanlık hizmetleri sağlamak.
Sonuç
İkincil travma, yardım mesleklerinde çalışanlar ve travma yaşayan sevdiklerinin bakımını üstlenenler için görünmez bir yük olabilir. Ancak bu yükün farkına varmak, belirtilerini tanımak ve uygun baş etme stratejilerini uygulamak, hem bireysel hem de mesleki iyi oluş için hayati önem taşır. Kendine bakım, sağlıklı sınırlar koyma, sosyal destek arayışı ve gerektiğinde profesyonel yardım alma, bu zorlu yolculukta atılacak en önemli adımlardır.
Unutmayın, başkalarına yardım etmek için önce kendimize iyi bakmalıyız. Kendi kuyunuz boşaldığında, başkalarına verecek suyumuz kalmaz. İkincil travmayla mücadele, bir zayıflık değil, güçlü bir empati kapasitesinin ve insan olmanın bir bedelidir. Kendinize karşı nazik olun ve iyileşme yolculuğunuzda adımlar atmaktan çekinmeyin.
Siz veya çevrenizdeki bir kişi ikincil travma belirtileri gösteriyor mu? Bu konuda sizin eklemek istediğiniz baş etme stratejileri var mı? Yorumlarda bizimle paylaşın.
Referanslar
American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). Arlington, VA: Author.
Bride, B. E. (2007). Prevalence of secondary traumatic stress among social workers. Journal of Human Behavior in the Social Environment, 15(3), 199-214.
Cohen, S., & Wills, T. A. (1985). Stress, social support, and the buffering hypothesis. Psychological Bulletin, 98(2), 310–357.
Figley, C. R. (1995). Compassion fatigue: Coping with secondary traumatic stress disorder in those who treat the traumatized. Brunner/Mazel.
Kabat-Zinn, J. (1990). Full catastrophe living: Using the wisdom of your body and mind to face stress, pain, and illness. Delta.
McCann, I. L., & Pearlman, L. A. (1990). Psychological trauma and the adult survivor: Theory, therapy, and transformation. Brunner/Mazel.
Resick, P. A., Monson, C. M., & Chard, K. M. (2017). Cognitive processing therapy for PTSD: A comprehensive manual. Guilford Press.
Schwartz, R. C., Carlson, J., & Stevens, P. (2012). Internal Family Systems Therapy. Guilford Press.
Sharma, A., Madaan, V., & Petty, F. D. (2006). Exercise for mental health. Primary Care Companion to the Journal of Clinical Psychiatry, 8(2), 106.
Shapiro, F. (2018). Eye movement desensitization and reprocessing (EMDR) therapy: Basic principles, protocols, and procedures (3rd ed.). Guilford Press.
van der Kolk, B. A. (2014). The body keeps the score: Brain, mind, and body in the healing of trauma. Viking.






Yorumlar