top of page

Kitap İncelemesi :Bipolar Bozuklukta Bağlanma ve Travmanın Rolü Yeni Bir Bakış Açısı


ree

The Role of Attachment and Trauma in Bipolar Disorder: A New Perspective

Yazar: Kendhal Herrera

Yayın Yılı : 2018


Kitap kapsamında bağlanma ve travmanın bipolar bozuklıktaki rolü travması üzerine hazırlanmış podcaste aşağıdan ulaşabilirsiniz.


Bipolar Bozuklukta Bağlanma ve Travmanın Rolü

Kitap, bipolar bozukluğun (BPD) kronik ve zayıflatıcı bir hastalık olduğunu ve hem teşhis edilen kişiyi hem de çevresini etkilediğini belirtiyor. BPD'nin sıklığı artarken, ilaçların etkinliği azalıyor ve bu da BPD'li bireyler için geleceğe yönelik kasvetli bir tablo çiziyor. Şu anda semptomların tam remisyonuna izin veren oldukça etkili bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır.

Yazar, BPD'nin gelişiminde ve seyrinde bağlanma stilleri, duygu düzenlemesi ve çocukluk travmasının rolünü inceleyen araştırmalara vurgu yapıyor. BPD, semptomları ve eşlik eden bozuklukları ile bunların bağlanma stilleri, duygu düzenlemesi ve çocukluk travması sıklığıyla ilişkisi inceleniyor. Kalıtsallık ve hastalığın yüksek ailesel sıklığına ilişkin alternatif açıklamalar araştırılıyor.

Kitapta vurgulanan ana temalar ve en önemli fikirler/gerçekler şunlardır:

 

1. Bipolar Bozukluğun Mevcut Tedavisi ve Sınırlılıkları:

  • BPD klasik olarak kronik, şiddetli, organik ve kalıtsal bir hastalık olarak tanımlanır ve ilk basamak tedavisi olarak genellikle duygudurum dengeleyiciler ve antidepresanları içeren ilaç yönetimi kullanılır.

  • Ancak, mevcut tedavi modalitesi olan psikotrop ilaç kullanımı ve destekleyici psikoterapi, semptomların tam remisyonuna ulaşmada sınırlı bir başarıya sahiptir.

  • Kaynaklar, ilk basamak ilaç olan lityumun bile %50'den daha az başarı oranına sahip olduğunu belirtiyor. "Etkili" olarak etiketlenen ilaçlar minimal iyileşme sağlar, önemli bir nüksetme oranına izin verir ve zayıf tedavi uyumuna yol açan yan etkilere sahiptir.

  • "Mevcut tedavi modalitesi psikotrop ilaç kullanımı ve destekleyici psikoterapiyi içerir ve psiko-eğitim ve başa çıkma becerileri üzerine talimatları hedefler. Tedavinin amacı sadece, mümkün olduğu ölçüde, duygu durumu nöbetlerinin sıklığını ve süresini azaltmaktır."

  • "Yakın tarihli çalışmalar, ilk basamak ilaç olan lityumun %50'den daha az başarı oranına sahip olduğunu göstermektedir."

  • "Araştırmalar tekrar tekrar lityum ilacının BPD için en etkili tedavi olduğunu desteklese de, manik ve depresif epizodları sadece küçük bir miktarda azalttığı kanıtlanmıştır."


2. Bipolar Bozuklukta Duygu Düzenlemesinin Rolü:

  • Duygu düzenlemesi, BPD'nin ayırt edici semptomu olarak tanımlanır. BPD'li bireylerin duygu düzenlemesinde aşırı zorluk yaşadıkları vurgulanır.

  • Beyin görüntüleme çalışmaları, BPD'li bireylerin duygu düzenlemesinden sorumlu beyin bölgelerinde bozulmalar olduğunu göstermiştir.

  • "BPD'nin ayırt edici semptomu, dürtüsellik, düzensiz davranış, enerji kaybı, zayıf ilişkiler, izolasyon ve genel bir duygusal dengesizlik içeren depresyon ve mani epizodlarının dönüşümlü olduğu duygu düzenlemesinde aşırı zorluktur."

  • "Nörogörüntüleme, sağlıklı deneklere kıyasla 'bipolar beyin'in görünümü hakkında zengin bilgi üretmiştir. BPD'den etkilenen beyin bölgelerinin hepsi bir şekilde duygu düzenlemesine katkıda bulunur."


3. Bağlanma Stillerinin Bipolar Bozukluktaki Rolü:

  • Kitap, güvensiz bağlanma stillerinin BPD'nin gelişiminde ve seyrinde önemli bir rol oynayabileceğini öne sürmektedir.

  • Güvensiz bağlanmanın, BPD ile yüksek eşlik oranlarına sahip olan diğer zihinsel bozuklukların gelişiminde de bir rolü olduğu belirtilmektedir.

  • Araştırmalar, bipolar annelerin bebeklerinin bağlanma stillerinin kalitesi ile annenin tanıları arasında güçlü bir ilişki bulmuştur.

  • "Bu çalışma, BPD'nin bağlanma yaraları ve travmadan etkilenen bir bozukluk olarak kavramsallaştırılabileceği ve tedavi edilebileceği teorisini desteklemektedir."

  • "Güvensiz bağlanma stillerinin, BPD ile yüksek eşlik oranlarına sahip olan diğer zihinsel bozuklukların gelişiminde önemli miktarda kanıt bulunmaktadır."


4. Travmanın Bipolar Bozukluktaki Rolü:

  • Çocukluk travması, özellikle istismar ve ihmal, BPD ile güçlü bir şekilde ilişkilendirilmiştir.

  • Travmanın, BPD'li bireylerde duygu düzenlemesi ve bağlanma stillerinde değişikliklere yol açtığı görülmektedir.

  • BPD'li bireylerde çoklu travmaların daha sık görüldüğü ve BPD'li bireylerin, özellikle Bipolar I olanların, kontrol gruplarına göre anlamlı derecede daha yüksek cinsel istismar oranlarına sahip olduğu belirtilmiştir.

  • Travmanın, duygu düzenlemesi ve bağlanma stilleri üzerinde bir etkisi olduğu da vurgulanmaktadır.

  • "Araştırmaların ezici çoğunluğu, travmanın, özellikle çocukluk travmasının, BPD'li bireylerde yüksek bir sıklıkta ortaya çıktığını desteklemektedir."

  • "Travma sürekli olarak beyinde, duygu düzenlemesinde ve bağlanma stillerinde değişikliklerle ilişkilendirilmiştir."


5. Kalıtsallık ve Alternatif Bakış Açısı:

  • BPD geleneksel olarak kalıtsal bir hastalık olarak görülse de, kaynaklar genetiğin ötesinde, ailede yüksek sıklığı açıklayan alternatif açıklamaları araştırmaktadır.

  • Travmanın nesiller arası aktarımının, BPD'nin ailesel yatkınlığında bir rol oynayabileceği öne sürülmektedir.

  • "BPD'nin kalıtsal yapısını inceleyen tıbbi araştırmacılar on yıllardır çalışmaktadır. Önemli veriler, biyolojik akrabalar arasında daha yüksek BPD sıklığını gösteren kanıtlar sağlamıştır."

  • "Travma, BPD için bir kalıtsallık faktörü ve risk faktörü olarak değerlendirilmektedir."


6. Bipolar Bozukluğun Ortak Eşlik Eden Bozuklukları:

  • BPD'nin, anksiyete, depresyon, bağımlılık ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu (PTSD) gibi sayısız zihinsel hastalıkla birlikte ortaya çıkma eğiliminde olduğu belirtilmektedir.

  • Bu eşlik eden bozuklukların da bağlanma stilleri, duygu düzenlemesi ve travma ile ilişkili olduğu vurgulanmaktadır.

  • "Çalışmalar, BPD'nin anksiyete, depresyon, bağımlılık ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu (PTSD) gibi sayısız diğer zihinsel hastalıkla birlikte ortaya çıkma eğiliminde olduğunu göstermiştir."


Sonuç olarak, kitap BPD'nin karmaşık bir hastalık olduğunu ve sadece biyolojik/genetik faktörlerle açıklanamayacağını savunmaktadır. Bağlanma yaraları, duygu düzenlemesi zorlukları ve travmatik deneyimlerin, BPD'nin gelişiminde, seyrinde ve tedavisinde göz önünde bulundurulması gereken önemli faktörler olduğu vurgulanmaktadır. Bu yeni bakış açısının, BPD'li bireyler için daha etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine yol açabileceği umulmaktadır.

 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
  • Instagram
  • Youtube
  • Facebook
bottom of page