Kitap İncelemesi : Yaralı İyileştirici Psikoterapist - Acı ve Büyüme
- Sonsuz Travma

- 4 Haz
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 6 Haz
Celebrating the Wounded Healer Psychotherapist : Pain, Post-Traumatic Growth and Self-Disclosure
Yazar : Sharon Klayman Farber
Yayın Yılı : 2016
Kitap kapsamında psikoterapistlerdeki, acı, ikincil travma ve travma sonrası büyüme gibi etkiler üzerine hazırlanmış podcaste aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Kitap, psikoterapistlerin kendi kişisel mücadelelerinin ve travmalarının meslekleri üzerindeki etkilerini, kendini ifşa (self-disclosure) konusunu, etik sınırları ve psikanaliz tarihinin önemli figürlerinin hayatlarını ele almaktadır.
Ana Temalar:
Yaralı Şifacı Kavramı: Psikoterapistlerin kendi kişisel acılarından, travmalarından ve psikopatolojilerinden edindikleri içgörünün, başkalarına yardım etme yeteneklerini nasıl şekillendirdiği merkezi bir temadır. Bu acılar, bir engel olmaktan ziyade, empatiyi, anlayışı ve iyileşmeyi kolaylaştıran birer kaynak olarak görülebilir.
Kaynakta belirtildiği gibi, "Şaman özel olarak hazırlanmaz veya eğitilmez; o, hayatında büyük bir duygusal kriz yaşamış ve hastalığına yol açmış sıradan bir insandır. Hastalığı sayesinde şifacı olmak için özel bir bilgelik kazandığı düşünülür. Hastalık gerçekten de hayatta kalması gereken bir başlatma ritüelidir, böylece iyileştirme bilgeliğiyle yeniden doğabilir." (s. 33) Bu, geleneksel şifacı kavramının psikoterapistlere uyarlanmasıdır.
Yazarlar, kendi zor deneyimlerinin (depresyon, aile işlev bozukluğu, bağımlılık, travma) meslek seçimlerinde ve terapötik yaklaşımlarında etkili olduğunu belirtmişlerdir. Bir yazar, "Okula gittiğim zamanlarda daha çok çocuklarla çalışıyordum ve ne kadar sorunlu bir çocuk olduğumun farkında değildim. Sanırım bunun kendi ailemdeki rahatsızlıkla ilgisi vardı. Babam hiçbir zaman tedavi görmedi, ancak oldukça paranoyaktı ve bu beni çok güçlü bir şekilde etkiledi. O zamanlar alana girerken bunun bir etkisi olduğunu düşünmüyordum, ama şimdi düşünüyorum." (s. 143)
Psikoterapistin Kişisel Yaşamının Mesleğe Etkisi: Psikoterapistlerin kendi geçmişleri, travmaları, aile dinamikleri ve kişisel mücadeleleri, mesleklerini icra etme şekillerini derinlemesine etkiler. Bu, hem olumlu (empati, anlayış) hem de olumsuz (sınır ihlalleri, karşı aktarım sorunları) şekillerde ortaya çıkabilir.
Kitapta birçok yazar, kendi çocukluk deneyimlerinin, özellikle de ebeveynleriyle olan ilişkilerinin, terapist olma kararlarında ve hasta ilişkilerinde önemli bir rol oynadığını anlatmaktadır. Elisabeth Hanscombe, babasının dokunuşundan duyduğu korkunun, onu "konuşarak bağlantı kuran ve altındakileri daha derinlemesine anlamak için yolculuk eden bir terapist" (s. 154) olmaya yönlendirdiğini belirtir.
Susan Kavaler-Adler, çocukluk travmasının (baba tarafından spanking ve annenin duygusal terk edilişi) kendi cinselliğini ve romantik ilişkilerini nasıl etkilediğini ve bunun terapötik çalışmalarına nasıl yansıdığını ayrıntılı olarak anlatır. "Tüm öfke, sadizm ve mazoşist acı, işaretlenmiş beş yaşındaki bir dramanın, bilinçsizce ve şimdi daha bilinçli olarak, kadın cinselliğimin derinliklerinde sonsuza dek benimle kalır." (s. 164)
Kendini İfşa (Self-Disclosure) ve Etik Sınırlar: Psikoterapistlerin kendi kişisel deneyimlerini hastalarıyla paylaşmaları konusu ele alınmaktadır. Bu, terapötik bir araç olabileceği gibi, etik sınırları aşma ve hastaya zarar verme potansiyeli de taşır.
Allan P. Haber'in hikayesi, eski bir suçlu olarak savunma avukatı olmasının ve müvekkillerine geçmişini açıklaması durumunda ortaya çıkan güveni vurgulamaktadır. " 'Bana güvenebileceğini hissettim,' diye yazdı ismi açıklanmama koşuluyla soruları yanıtlamayı kabul eden hapse girmiş eski bir çete üyesi. 'Benim pozisyonumda olmanın nasıl bir his olduğunu anladığın için benim için daha da sıkı savaşacağını hissettim.'" (s. 8)
Buna karşılık, psikoterapistlerin kendi duygusal veya cinsel ihtiyaçlarını gidermek için kendini ifşa etmeleri veya sınırları aşmaları ciddi etik ihlallerdir. Kaynak, terapistlerin karşı aktarım deneyimlerini analiz etmenin önemini ve cinsel çekim gibi güçlü duyguların profesyonel davranışı nasıl etkileyebileceğini tartışmaktadır. "Arzularınıza göre hareket etmenize izin verirseniz bunun nasıl bir felaket olacağını sürekli kendinize hatırlatmanız gerekiyor." (s. 456)
Psikanaliz Tarihinin Tartışmalı Figürleri: Sigmund Freud, Carl Jung ve diğer öncü psikanalistlerin kişisel yaşamları, ilişkileri ve etik davranışları ele alınmaktadır. Bu, psikanalizin kendi tarihinde de "yaralı şifacı" temasının varlığını göstermektedir, ancak aynı zamanda güç suiistimali ve etik ihlalleri de vurgulamaktadır.
Kaynak, Freud'un kişisel sırlarını, babasıyla olan karmaşık ilişkisini, Wilhelm Fliess ile olan bağımlı arkadaşlığını ve cinsel teorisine olan ısrarını tartışmaktadır. Freud'un "cinsel teori terk etmemesi" konusundaki ısrarı, Jung'a hitaben söylediği şu sözlerde açıkça görülür: "Sevgili Jung'um, bana cinsel teoriyi asla terk etmeyeceğine söz ver. En önemli şey bu. Gördün mü, bunu bir dogma haline getirmeliyiz, sarsılmaz bir siper... 'Neye karşı siper?' diye biraz şaşkınlıkla sordum. O da 'Kara çamur dalgasına karşı' diye yanıtladı ve burada bir an duraksadı, sonra ekledi—'okültizmin.'" (s. 103)
Ernest Jones ve Jules Masserman gibi figürlerin cinsel suiistimal ve "Tanrı Kompleksi" (The God Complex) gibi patolojik davranışları örnek verilerek, güç ve narsizmin etik sınırları nasıl ihlal edebileceği gösterilmektedir. "Muhtemelen en iğrenç Tanrı kompleksine sahip olan kişi, önde gelen bir psikiyatr ve psikanalist olan Jules Masserman'dı." (s. 127)
Travma Sonrası Büyüme ve Dayanıklılık: Kişisel travmaların ve acıların, bireylerde (hem terapistlerde hem de hastalarda) dayanıklılığı ve büyüme potansiyelini nasıl ortaya çıkarabileceği incelenmektedir.
Jim Rendon'un Vietnam Gazileriyle yaptığı çalışmalar, travmanın potansiyel faydalarına odaklanmaktadır. "Onlar, savaşın vahşeti, can sıkıntısı ve anlamsızlığının ortasında, kendileri ve dünyaları hakkında daha derin bir anlayış kazandılar. Kendi kişisel kahramanlıklarını keşfettiler." (s. 64)
Yazarlar, kendi mücadelelerinden güç alarak (örn. depresyon, aile travmaları), daha empatik, yaratıcı ve etkili terapistler olduklarını ifade ederler.
Önemli Noktalar:
Yaralı Şifacı arketipi: Carl Jung'un Chiron figürü gibi, terapistlerin kendi yaralarından başkalarını iyileştirebilecekleri fikri. Bu, mesleğin doğasında var olan bir gerilim ve potansiyel güç kaynağıdır.
Terapistin kişisel analizi/terapisi: Birçok yazar için kendi terapistleriyle olan deneyimleri, hem iyileşme süreçlerinde hem de terapist olma kararlarında belirleyici olmuştur. Kendi iç dünyalarını anlamak, başkalarına yardım etmek için temeldir.
Sınır İhlalleri ve Tehlikeler: Terapistlerin güç pozisyonu ve hastaların kırılganlığı, etik sınırların korunmasını hayati hale getirir. Cinsel suiistimal ve kendi ihtiyaçlarını hastalar üzerinden karşılama eğilimi, mesleğin karanlık yüzüdür. Tarasoff kararı gibi yasal zorunluluklar, kamu güvenliği için gizliliğin aşılabileceği durumları belirler. "Koruma ayrıcalığı, kamu tehlikesi başladığında sona erer." (s. 43)
Psikanalizin Kökenlerindeki Kusurlar: Freud ve takipçilerinin kendi kişisel sorunları, önyargıları ve etik ihlalleri, psikanalizin gelişimini ve algılanışını etkilemiştir. Freud'un "Yap dediklerimi yap, yaptıklarımı yapma" (s. 95) tutumu eleştirilmiştir.
Travmanın Gizlenmesi ve İfşa Edilmesi: Hem terapistlerin hem de hastaların travmalarını ve sırlarını gizlemesi veya açığa vurması, iyileşme ve ilişki dinamikleri üzerinde derin bir etkiye sahiptir. Anthony Rankin Wilson'ın aile sırları ve sessizlik teması bu konuda güçlü bir örnektir. "Rankin, büyükbabam, kendini trajik bir şekilde susturdu. Babam Jack, utancını gizlemek için sessizliği kullandı. Büyükbabamın ve babamın sessizliğini anlaşılmaz bir boşluk olarak deneyimledim. Başkalarına sırların korkularını ve kırılganlıklarını kırmak için güvenli bir yer sağlayarak bu sessizliği bozmaya çalıştım." (s. 212)
Yaratıcılık ve Psikopatoloji Arasındaki Bağlantı: Bazı yazarlar, kendi dikkat eksikliği veya bipolar bozukluk gibi psikopatolojik eğilimlerinin, yaratıcılık ve empati yeteneklerini artırdığını öne sürmektedir. "Başka bir deyişle, kutunun dışında düşünmek, biraz daha az sağlam bir kutuya sahip olmakla kolaylaştırılabilir." (s. 141)
Kitaptaki seçkiler, psikoterapistlerin mesleklerinin sadece teorik bilgi ve teknik uygulamadan ibaret olmadığını, aynı zamanda derinlemesine kişisel bir yolculuk ve sürekli bir kendini anlama süreci gerektirdiğini göstermektedir. Terapistin kendi yaraları, uygun şekilde yönetildiğinde, iyileşme sürecinin güçlü bir parçası olabilir.







Yorumlar