Kitap İncelemesi : Kompleks Travmadan Kurtulan Çocuklar - Yaradan Yara İzine
- Sonsuz Travma

- 29 Eki
- 3 dakikada okunur
Children Recovering from Complex Trauma From Wound to Scar
Yazar: Nicole Vliegen, Eileen Tang, Patrick Meurs
Yayın Yılı : 2022
Kitap kapsamında kompleks travma yaşayan çocukları anlama ve iyileşme süreçlerine dair hazırlanmış podcaste aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Bu kitap, Nicole Vliegen, Eileen Tang ve Patrick Meurs tarafından yazılmış olup, kompleks travma yaşamış çocuklara ve onlara bakan ebeveynlere (evlat edinen ebeveynler, koruyucu aileler) ve profesyonellere (öğretmenler, sosyal hizmet uzmanları vb.) yönelik travma-duyarlı bir yaklaşım sunmaktadır. Kitap, hem kompleks travmanın çocuk gelişimi üzerindeki etkilerini anlamayı hem de psikoterapi ve destekleyici yaklaşımlarla iyileşme sürecini ("yaradan yara izine") desteklemeyi amaçlamaktadır.
Kitap iki ana bölümden oluşmaktadır:
Bölüm 1: Gelişim: Kompleks Travma Bu bölüm, erken dönem zorlu deneyimlerin bir çocuğun gelişimini nasıl etkilediğini ve bunun ebeveynler ile çevre için ne anlama geldiğini ele alır.
Giriş ve Tanımlar: "Özel çocuklar, özel bakım" gerektirir. Kompleks travma, çocuğun bakım veren ortamı içinde yaşanan, genellikle tekrarlayan veya sürekli, istilacı ve/veya süreksiz deneyimler olarak tanımlanır (örn. ihmal, şiddete maruz kalma, öngörülemez bakım). Bu durum, tek seferlik (Tip I) veya tekrarlayan ancak bakım ortamı dışındaki (Tip II) travmalardan farklıdır. Kitap, bu yaralanmaların tamamen iyileşmese de yönetilebilir "yara izlerine" dönüşebileceği umudunu taşır.
Gelişim Psikolojisi ve Stres: Bebeklerin doğuştan bakıma muhtaç ve sosyal olarak yönelimli oldukları vurgulanır. Erken dönemde bakım verenin düzenlemesi (eş-düzenleme) ile başlayan sürecin, zamanla çocuğun kendi kendini düzenlemesine (öz-düzenleme) evrildiği anlatılır. Erken ve kronik stresin, beyin gelişimi (beyin sapı, beyincik, limbik sistem, korteks) dahil olmak üzere birçok gelişim alanını olumsuz etkilediği açıklanır. Özellikle "eşleşme, uyumsuzluk ve onarım" döngüsündeki onarım eksikliğinin travmatik deneyime yol açtığı belirtilir.
Bağlanma: Bağlanmanın kişilik gelişimi için temel olduğu ve yaşam boyu süren bir süreç olduğu ifade edilir. Güvenli bağlanma, bakım verenin hem "güvenli üs" hem de "güvenli liman" rolünü üstlenmesiyle gelişir ve sağlıklı duygusal gelişimin temelini oluşturur. Kompleks travma, temel bir güvensizlik ve kaygı üzerine kurulu "içsel çalışma modelleri" (ilişki şemaları) yaratarak bağlanmayı olumsuz etkiler. Bu, çocuklarda kaygılı-kararsız (yapışan), kaçınan veya dağınık bağlanma stilleri olarak ortaya çıkabilir.
Reflektif Ebeveynlik (Mentalizasyon): Çocuğun iç dünyasını (duygularını, düşüncelerini, niyetlerini) anlama ve yansıtma becerisi olan mentalizasyonun önemi vurgulanır. Travma yaşamış çocukları "okumanın" daha zor olduğu ve bu durumun ebeveynlerin mentalizasyon kapasiteleri üzerinde baskı oluşturduğu belirtilir. Bu nedenle, bu çocukların "olağanüstü yansıtıcı becerilere sahip ebeveynlere" ve ebeveynleri destekleyen travma-duyarlı bir ağa (aile, arkadaşlar, okul, profesyoneller) ihtiyaç duydukları ifade edilir.
Bölüm 2: Tedavi: Yaradan Yara İzine Bu bölüm, psikoterapi ve ebeveyn/ağ ile yapılan terapötik çalışmaların travmadan iyileşmeye nasıl katkıda bulunabileceğini açıklar. Üç kulvarlı bir tedavi yaklaşımı sunulur: çocukla doğrudan çalışma, ebeveynlerle çalışma ve ağ ile çalışma. Temel ilke "Önce düzenle, sonra ilişki kur, sonra mantık yürüt" (Regulate, then relate, then reason) olarak belirtilir.
Oyun Odası ve Anlatı: Çocuklarla doğrudan çalışmada oyun, çizim ve konuşmanın önemi vurgulanır. Travma yaşamış çocukların anlatı kapasitelerinin (yaşantıları ifade etme becerisi) sınırlı olabileceği, çünkü erken deneyimlerin genellikle dile dökülemediği ve travma tetikleyicilerinin oyunu/davranışı bozduğu açıklanır. Psikoterapinin, deneyimler için kelimeler ve imgeler bulmaya yardımcı olarak çocuğun kendi hikayesinin yönetmeni olmasını sağladığı belirtilir. Oyun odasındaki kişisel çekmece/kutu gibi sembolik araçlar deneyimleri "içermeye" yardımcı olur.
Duygu Düzenleme: Travma yaşamış çocukların iç dünyalarının hızla düzensizleşen bir "duygusal hız treni" gibi olduğu, aşırı uyarılmışlık (hypervigilance) ve strese karşı artan hassasiyet ("biyopsikososyal tuzak") gösterdikleri anlatılır. Uyarılma sürekliliği (sakin, tetikte, alarm, korku, terör) ve travma tetikleyicileri açıklanır. Düzensizleşme durumunda ilk yardımın, sakin kalabilen ve eş-düzenleme sağlayabilen yetişkinler olduğu belirtilir. "Tolerans penceresi" ve savaş-kaç-don tepkilerini açıklamak için hayvan metaforları (aslan, geyik, tavşan) gibi metaforların çocukların kendilerini anlamalarına yardımcı olabileceği ifade edilir.
Güven ve İlişki: Kompleks travmanın aynı zamanda "bağlanma travması" olduğu, güvensizlik üzerine kurulu bir iç dünya yarattığı yinelenir. Çocukların yeni bakım verenlerle ilişkilerinde sürekli olarak "köprüleri test ettikleri" (derin ayrılık kaygısı), bazen "cadı saati" metaforuyla anlatılan korkutucu duygular yaşadıkları ve öfkelerinin aslında içlerindeki korkuyu gizlediği ("dıştan korkutucu, içten korkak") açıklanır. Saklambaç gibi oyunlar aracılığıyla güvenin ilk adımlarının atılabileceği ("bulunmak için saklanmak") belirtilir.
Kimlik Gelişimi: Travmatik deneyimler labirentinde çocuğun kendini de kaybedebileceği, iç dünyanın uyuşmuş hissedilebileceği ve çocuğun içsel pusulasını kaybedebileceği anlatılır. Bu çocuklar, kendilerini bulmak için dünyayla "çarpışabilirler". Hayat hikayelerinde boşluklar, atlamalar ve tutarsızlıklar olabileceği, bakım veren kaybının çok daha geniş etkileri olduğu vurgulanır. Terapinin, çocuğun kaçınılmaz yara izlerini benliğinin bir parçası olarak kucaklamasına ve tutarlı bir yaşam öyküsü oluşturmasına yardımcı olabileceği belirtilir.
Sonsöz: Kitap, travma-duyarlı bir toplum için on maddelik bir program önerisiyle sona erer. Bu maddeler arasında travmanın gelişim üzerindeki derin etkisini anlamak, "Bu çocuk ne kadar bozuk?" yerine "Bu çocuk neler yaşadı?" diye sormak, düzensizleşme anında "Önce düzenle, sonra ilişki kur, sonra mantık yürüt" ilkesini uygulamak, bakım verenlere şefkat göstermek ve her umut kırıntısını beslemek gibi noktalar bulunur.
Özetle, kitap kompleks travmanın çocuklar üzerindeki çok yönlü etkilerini derinlemesine incelerken, aynı zamanda iyileşme yolunda hem çocuklar hem de onlara destek olan yetişkinler için pratik ve duyarlı bir bakış açısı ve umut sunmaktadır.







Yaradan yara izine çok anlamlı bir başlık bulmuşlar.