Travmatik Bağlanma: İlişkilerimizdeki Görünmez Zincirler ve Gizli Dinamikler
- Sonsuz Travma

- 3 Haz
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 7 Haz

Travmatik bağlanma ile ilgili hazırladığımız podcast sohbetini aşağıdan dinleyebilirsiniz.
İnsan doğasının en temel ihtiyaçlarından biri bağlantı kurmaktır. Bebeklikten itibaren gelişen bağlanma stillerimiz, hayat boyu kurduğumuz tüm ilişkilerin temelini oluşturur. Ancak bazen bu bağlantı mekanizması, yaşanan travmatik deneyimler sonucunda derinden yara alabilir. İşte bu noktada, travmatik bağlanma kavramı devreye girer; birçoğumuzun farkında bile olmadan içinde debelendiği, ilişkilerdeki gizli dinamiklerin anlaşılması için kritik bir anahtar.
Travmatik Bağlanma Nedir? Paradoksal Bir Bağımlılık
Travmatik bağlanma (veya ilişkisel travma), bireyin travmatik bir ilişki içinde, özellikle istismarcı bir figüre karşı paradoksal bir bağımlılık geliştirdiği durumları ifade eder. Bu durum, fiziksel, duygusal, cinsel veya psikolojik istismarın yaşandığı ilişkilerde sıkça görülür. Mağdur, istismarcının kendisini incitmesine rağmen ondan kopmakta zorlanır, hatta zaman zaman istismarcıyla empati kurma, onu anlama veya savunma eğilimi gösterebilir. Bu durum, dışarıdan bakan biri için anlaşılmaz görünse de, psikolojik süreçler açısından karmaşık ve derin köklere sahiptir.
Bu paradoks, Stockholm Sendromu olarak bilinen duruma benzerlik gösterir; ancak travmatik bağlanma, çok daha geniş bir yelpazede, özellikle yakın ilişkilerde kendini gösterir. Mağdurun istismarcıya olan bağımlılığı, hayatta kalma mekanizmalarından, bilişsel çarpıtmalardan, travma bağından ve kişinin geçmiş travmatik deneyimlerinden beslenir.
Bilimsel Temeller: Neden Oluruz?
Travmatik bağlanmanın bilimsel temelleri, nörobiyoloji, gelişimsel psikoloji ve bağlanma teorisi gibi alanlarda yapılan son çalışmalarla daha net anlaşılmaktadır:
Bağlanma Teorisi ve Erken Çocukluk Travmaları: John Bowlby'nin öncülüğünü yaptığı bağlanma teorisi, erken yaşlardaki bakım verenlerle kurulan ilişkilerin, bireyin gelecekteki bağlanma stillerini şekillendirdiğini savunur. Düzensiz, ihmalkar veya istismarcı bir ortamda büyüyen çocuklar, güvensiz bağlanma stilleri (kaygılı, kaçıngan, düzensiz) geliştirmeye daha yatkındır. Bu güvensiz bağlanma stilleri, yetişkinlikte sağlıksız ilişki döngülerine girmelerine zemin hazırlayabilir. Düzensiz bağlanma stili, özellikle travmatik bağlanmada merkezi bir rol oynar, çünkü bu bireyler hem yakınlık ister hem de yakınlıktan korkar, bu da ilişkilerinde öngörülemez ve çalkantılı dinamiklere yol açar (Dozier et al., 2017).
Nörobiyolojik Etkiler: Travmatik deneyimler, beynin stres yanıt sistemini (hipotalamus-hipofiz-adrenal ekseni) ve amigdala, hipokampus gibi bölgelerini etkileyerek, kişide sürekli bir alarm hali yaratabilir. Bu durum, güvenli bağlanma kurma yeteneğini zayıflatır ve kişiyi "tehlikeli ama tanıdık" olanı seçmeye itebilir. Dopamin, oksitosin ve kortizol gibi nörotransmiterlerin düzensiz salınımı, bağımlılık benzeri bir döngü yaratır; istismarcıdan gelen nadir olumlu davranışlar "ödül" olarak algılanarak bağımlılığı pekiştirebilir (Herman, 1992; Van der Kolk, 2014).
Bilişsel Çarpıtmalar ve Mantığa Bürüme: Travmatik bağlanmada, mağdurun istismarcının davranışlarını rasyonelleştirmesi, normalleştirmesi veya kendisini suçlaması gibi bilişsel çarpıtmalar sıkça görülür. Bu, travmanın bir parçası olan inkâr mekanizması ve benlik saygısının düşüklüğü ile ilişkilidir. Mağdur, istismarcının iyi niyetli olduğuna veya kendisinin bu davranışları hak ettiğine inanmaya başlayabilir.
İyileşme Yolları: Görünmez Zincirleri Kırmak
Travmatik bağlanmadan iyileşmek, uzun ve zorlu bir süreç olabilir ancak kesinlikle mümkündür. Bu süreçte atılabilecek adımlar ve destekleyici yaklaşımlar şunlardır:
Travmanın Kabulü ve Farkındalık: İlk adım, yaşanan travmanın ve ilişkideki travmatik dinamiklerin farkına varmaktır. Bu farkındalık, inkârı kırarak iyileşme sürecinin kapısını aralar.
Güvenli Ortam ve İlişkiler Kurmak: Travmatik ilişkiden uzaklaşmak ve güvenli bir fiziksel ve duygusal ortam yaratmak esastır. Bu, destekleyici arkadaşlıklar, aile bağları veya terapi ilişkileri aracılığıyla sağlanabilir. Güvenli bağlanma deneyimleri, kişinin benlik algısını ve ilişki kurma biçimini yeniden yapılandırmasına yardımcı olur.
Psikoterapi: Özellikle travma odaklı terapiler (örneğin, EMDR – Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme, Şema Terapi, Diyalektik Davranış Terapisi – DBT), travmatik anıların işlenmesine, bilişsel çarpıtmaların düzeltilmesine ve sağlıklı başa çıkma becerilerinin geliştirilmesine yardımcı olur (Shapiro, 2018; Young et al., 2003). Bu terapiler, kişinin travmatik deneyimlerini farklı bir perspektiften ele almasını ve yeni anlamlar yüklemesini sağlar.
Kendine Şefkat ve Öz Bakım: İyileşme süreci boyunca kendine karşı şefkatli olmak, yargılamamak ve öz bakım rutinlerine önem vermek kritik öneme sahiptir. Travma sonrası stres bozukluğu semptomlarını yönetmek için mindfulness, yoga gibi teknikler de faydalı olabilir.
Sınır Koyma ve Kişisel Güçlenme: Sağlıklı sınırlar koymayı öğrenmek, kişinin kendini koruma ve ilişkilerinde daha bilinçli seçimler yapma becerisini güçlendirir. Bu süreçte, mağduriyetten kurban rolünden çıkıp kendi hayatının kontrolünü eline alma gücü kazanılır.
Sonuç
Travmatik bağlanma, ilişkilerimizdeki görünmez zincirler gibidir; ancak bu zincirler kırılabilir. Bilimsel araştırmalar, travmanın beyin ve davranış üzerindeki etkilerini daha iyi anlamamızı sağlarken, terapi ve kişisel çabalarla iyileşmenin mümkün olduğunu göstermektedir. Önemli olan, bu gizli dinamiklerin farkına varmak, destek aramak ve en önemlisi, kendine şefkatle yaklaşarak iyileşme yolculuğuna çıkmaktır. Unutmayın, kimse sağlıksız bir ilişki döngüsüne mahkûm değildir ve her birey, güvenli ve sağlıklı ilişkiler kurma potansiyeline sahiptir.
Referanslar
Dozier, M., Ziv, Y., Paley, B., & Shrout, P. E. (2017). Adult attachment and self-reported social support: A meta-analysis. Attachment & Human Development, 19(5), 405-429.
Herman, J. L. (1992). Trauma and Recovery: The Aftermath of Violence—From Domestic Abuse to Political Terror. Basic Books.
Shapiro, F. (2018). Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR) Therapy: Basic Principles, Protocols, and Procedures (3rd ed.). Guilford Press.
Van der Kolk, B. A. (2014). The Body Keeps the Score: Brain, Mind, and Body in the Healing of Trauma. Viking.
Young, J. E., Klosko, J. S., & Weishaar, M. E. (2003). Schema Therapy: A Practitioner's Guide. Guilford Press.






Yorumlar