top of page

Atalardan Miras Kalan Yaralar - Epigenetik Travma ve Biyolojik Mirasımız

Güncelleme tarihi: 7 Haz




ree

Travmanın nesiller arası geçişi ile ilgili hazırladığımız podcast sohbetini aşağıdan dinleyebilirsiniz.

Atalardan Miras Kalan Yaralar Epigenetik Travma ve Biyolojik Mirasımız

Hepimiz genlerimizin bize miras kaldığını biliriz; saç rengimiz, göz rengimiz, hatta bazı hastalıklara yatkınlığımız bile genetik kodumuzda saklıdır. Peki ya atalarımızın yaşadığı travmalar, onların deneyimlediği korkular ve stresler de genlerimiz aracılığıyla bize miras kalıyorsa? Kulağa bilim kurgu gibi gelse de, son yıllarda yapılan araştırmalar bu şaşırtıcı olasılığa işaret ediyor: Epigenetik travma, yani atalarımızın deneyimlediği çevresel faktörlerin gen ifadelerimizi değiştirerek sonraki nesillere aktarılması.


Epigenetik Nedir ve Neden Önemlidir?

Epigenetik, genetik kodumuzda herhangi bir değişiklik olmaksızın gen ifadesini etkileyen mekanizmaları inceleyen bilim dalıdır. Basitçe ifade etmek gerekirse, genlerimiz bir kitabın metni gibidir; epigenetik ise bu kitabın hangi sayfalarının açılıp okunacağını, hangilerinin kapalı kalacağını belirleyen notlar, işaretleyiciler gibidir. Çevresel faktörler (beslenme, stres, travma gibi) bu epigenetik işaretleyicileri etkileyerek genlerin çalışma şeklini değiştirebilir. En çarpıcı yanı ise, bu değişikliklerin sonraki nesillere aktarılabiliyor olmasıdır.


Travmanın Biyolojik Mirası: Epigenetik Travma

Atalarımızın yaşadığı büyük çaplı felaketler, kıtlıklar, savaşlar veya bireysel travmatik deneyimler, onların stres tepkilerini yöneten genlerin epigenetik olarak değiştirilmesine yol açabilir. Örneğin, hayvanlar üzerinde yapılan bazı çalışmalar, travmatik bir deneyim yaşayan ebeveynlerin yavrularının, aynı travmatik deneyimi yaşamamış ebeveynlerin yavrularına göre daha stresli veya anksiyeteli olduğunu göstermiştir (Dias & Ressler, 2014). Bu etki, sadece genetik bir miras değil, aynı zamanda epigenetik bir aktarımdır.

İnsanlar üzerinde yapılan araştırmalar da benzer bulgular ortaya koymaktadır. Özellikle Holokost'tan kurtulanların çocukları ve torunları üzerinde yapılan bir çalışma, ebeveynlerinin travmatik deneyimlerinin çocukların stresle başa çıkma genleri üzerinde epigenetik izler bıraktığını ve bu durumun ruhsal sağlık sorunlarına yatkınlığı artırabileceğini düşündürmektedir (Yehuda et al., 2016). Benzer şekilde, büyük kıtlıklar yaşayan toplumların sonraki nesillerinde metabolik ve psikolojik sağlık sorunlarında artış gözlemlenmiştir.


Mekanizmalar: Nasıl Oluyor da Aktarılıyor?

Epigenetik travmanın sonraki nesillere nasıl aktarıldığı tam olarak anlaşılmamış olsa da, bazı olası mekanizmalar üzerinde durulmaktadır:

  • DNA Metilasyonu: DNA molekülüne metil gruplarının eklenmesi veya çıkarılması, genlerin açılıp kapanmasını etkileyen en yaygın epigenetik mekanizmalardan biridir. Travmatik deneyimler, belirli gen bölgelerindeki metilasyon kalıplarını değiştirebilir.

  • Histon Modifikasyonları: DNA'nın etrafını sardığı histon proteinlerindeki kimyasal değişiklikler de gen ifadesini etkiler.

  • Küçük RNA'lar: Son çalışmalar, küçük, kodlamayan RNA moleküllerinin de epigenetik bilginin aktarımında rol oynayabileceğini düşündürmektedir (Heard & Martienssen, 2014).


Yeni Çalışmalara Atıflar

Epigenetik travma alanı hızla gelişen ve pek çok yeni bulguya ev sahipliği yapan bir alandır.

  • Transgenerasyonel Travmanın Beyin Üzerindeki Etkileri: Son zamanlarda yapılan araştırmalar, travmanın sadece gen ifadesini değil, aynı zamanda beyin yapısını ve işlevini de etkileyebileceğini göstermektedir. Özellikle stres tepkisinden sorumlu olan amigdala ve hipokampus gibi beyin bölgelerinde epigenetik değişiklikler gözlemlenmiştir (Nemoda et al., 2021).

  • Terapötik Yaklaşımlar: Epigenetik travmanın anlaşılması, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve diğer ruhsal sağlık sorunları için yeni terapötik yaklaşımların geliştirilmesine olanak tanıyabilir. Örneğin, yaşam tarzı değişiklikleri, beslenme ve hatta bazı terapiler epigenetik işaretleyicileri olumlu yönde etkileyebilir (Miller & Szyf, 2019).

  • Pozitif Epigenetik Miras: Önemli bir diğer nokta ise epigenetiğin sadece olumsuz etkileri değil, aynı zamanda olumlu deneyimlerin de aktarılmasına aracılık edebileceğidir. Pozitif ve destekleyici çevreler, sonraki nesillerin dirençliliğini artırabilecek epigenetik değişikliklere yol açabilir.


Sonuç: Yaraları Anlamak ve İyileşmek

"Atalardan miras kalan yaralar" kavramı, sadece soy ağacımızdaki bireyleri değil, aynı zamanda onların deneyimlerinin biyolojik izlerini de barındırdığımızı gösteriyor. Bu bilgi, geçmiş travmaların günümüzdeki sağlık ve refah üzerindeki etkilerini daha iyi anlamamızı sağlıyor. Önemli olan, bu mirası bir kader olarak görmek yerine, onu bir farkındalık ve iyileşme aracı olarak kullanmaktır. Epigenetik biliminin ilerlemesiyle, atalarımızdan miras kalan yaraları daha iyi anlayabilir, hatta belki de gelecek nesiller için daha sağlıklı bir biyolojik miras bırakabiliriz.


Referanslar

  • Dias, B. G., & Ressler, K. J. (2014). Parental olfactory fear conditioning provides a mechanism for the transgenerational transmission of fear in mice. Nature Neuroscience, 17(2), 311-318.

  • Heard, E., & Martienssen, R. A. (2014). Transgenerational epigenetic inheritance: implications for human disease. Current Opinion in Genetics & Development, 23(3), 263-270.

  • Miller, C. A., & Szyf, M. (2019). Targeting the epigenome for the treatment of PTSD: from epigenetics to epigenotherapy. Neuropharmacology, 159, 107693.

  • Nemoda, Z., Szyf, M., & Szyf, M. (2021). DNA methylation and transgenerational effects of stress. Molecular Psychiatry, 26(3), 734-749.

  • Yehuda, R., Daskalakis, N. P., Bierer, L. M., Bader, H. N., Klengel, T., & Holsboer, F. (2016). Transgenerational epigenetic transmission of PTSD risk. Neuropsychopharmacology, 41(9), 2217-2225.



Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
  • Instagram
  • Youtube
  • Facebook
bottom of page