top of page

Travma Beyni Nasıl Değiştirir? Algı ve Zamanın Yeni Hali

Güncelleme tarihi: 7 Haz


ree

Travmanı beynimizi nasıl değiştirdiği zaman algımız üzerindeki etkileri ile ilgili hazırladığımız podcast sohbetini aşağıdan dinleyebilirsiniz.

Travma Beyni Nasıl Değiştirir Algı ve Zamanın Yeni Hali

Travmatik bir olay yaşamak, birçoğumuz için hayatı derinden sarsan bir deneyimdir. Ancak bu sarsıntı sadece duygusal ve psikolojik olmakla kalmaz, aynı zamanda gerçeği ve zamanı algılayışımızı da temelden değiştirebilir. Travmatik bir olay sırasında veya sonrasında yaşanan gerçeklik algısında bozulmalar ya da zaman algısındaki değişiklikler (zamanın yavaşlaması veya hızlanması gibi) oldukça yaygın fenomenlerdir. Peki, bu durumların nörobiyolojik ve psikolojik temelleri nelerdir, dissosiyatif fenomenlerle ilişkileri nasıl açıklanır ve bireyin günlük yaşamdaki işleyişini nasıl etkilerler?

 

Gerçeklik Algısındaki Bozulmalar: Dissosiyasyonun Gölgesi

Travma sonrası gerçeklik algısında yaşanan bozulmalar genellikle dissosiyatif fenomenlerle yakından ilişkilidir. Dissosiyasyon, bireyin düşünceler, duygular, anılar veya kimlik algısı arasındaki bağlantının kopması halidir. Travmatik bir olayla karşı karşıya kalındığında, beyin bu aşırı yüklenmeyle başa çıkmak için bir savunma mekanizması olarak dissosiyasyonu devreye sokabilir. Bu durum, olayın sanki "dışarıdan" veya "bir rüyadaymış gibi" yaşanmasına neden olabilir.

Bu tür algı değişiklikleri, depersonalizasyon (kişinin kendinden kopuk hissetmesi) ve derealizasyon (çevrenin gerçek dışı veya yabancı gelmesi) şeklinde ortaya çıkabilir. Araştırmalar, özellikle çocukluk çağı travması veya yoğun stresle ilişkili travmatik deneyimlerde dissosiyatif semptomların daha sık görüldüğünü göstermektedir (Şenormancı & Konkan, 2017). Nörobiyolojik olarak, bu durumun beynin korku merkezi olan amigdala ve hafıza işlevlerinden sorumlu hipokampus arasındaki bağlantılardaki değişikliklerle ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Travma, bu bölgelerin işlevini bozarak anıların bütünsel bir şekilde işlenmesini engelleyebilir, bu da gerçeklik algısında parçalanmalara yol açabilir (van der Kolk, 2014).

 

Zamanın Bükülmesi: Anormal Zaman Algısı

Travmatik olaylar sırasında veya sonrasında zaman algısında yaşanan değişiklikler de dikkat çekicidir. Bazı bireyler olayın saniyeler sürdüğünü hissetse de, aslında dakikalar geçmiş olabilir (zamanın yavaşlaması). Tam tersine, saatler süren bir olayın sadece kısa bir an gibi algılanması da mümkündür (zamanın hızlanması). Bu durum, filmlerdeki "mermi zamanı" efektine benzer şekilde, genellikle yüksek stres ve korku anlarında ortaya çıkar.

Bu fenomenin altında yatan mekanizmalar tam olarak anlaşılamasa da, beyindeki dikkat ve duygu düzenleme bölgeleriyle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Travma anında beyin, hayatta kalmaya odaklanarak dış uyaranları ve içsel deneyimleri farklı bir şekilde işlemeye başlar. Bu, olayla ilgili detayların aşırı derecede işlenmesine veya tam tersine, detayların tamamen göz ardı edilmesine yol açabilir, bu da zaman algısında bozulmalara neden olur (Özgür & Özdin, 2018).

Son çalışmalar, travma sonrası zaman algısı değişikliklerinin, bireyin otobiyografik hafıza (kişisel yaşam olaylarının hatırlanması) üzerinde de etkili olduğunu göstermektedir. Olayın kronolojik sırasının bozulması, travmatik anıların parçalı ve tutarsız hale gelmesine yol açabilir, bu da iyileşme sürecini zorlaştırır (Brewin, 2011).

 

Günlük Yaşama Etkileri ve İyileşme

Travma sonrası algı değişiklikleri, bireyin günlük yaşamdaki işleyişini ciddi şekilde etkileyebilir. Gerçeklik algısındaki bozulmalar, kişilerin kendilerini ve çevrelerini güvensiz veya yabancı hissetmelerine neden olabilir. Bu durum, sosyal ilişkilerde zorluklara, iş veya okul performansında düşüşe ve genel yaşam kalitesinde azalmaya yol açabilir. Zaman algısındaki değişiklikler ise, randevulara yetişmede zorlanma, olayları doğru sıralayamama veya geçmiş olayları hatırlamada güçlük gibi pratik sorunlara neden olabilir.

Ancak bu durumların kalıcı olması gerekmez. Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve diğer travma ilişkili rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan bilişsel davranışçı terapi (BDT), EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) ve psikodinamik terapiler, bu algı değişikliklerinin anlaşılmasına ve yönetilmesine yardımcı olabilir. Bu terapiler, bireylerin travmatik anıları işlemelerine, çarpıtılmış algılarını düzeltmelerine ve gerçeklikle daha sağlam bir bağlantı kurmalarına destek olur.

Travmatik deneyimler, insan zihninin ve beyninin ne kadar esnek ve karmaşık olduğunu bir kez daha göstermektedir. Algıdaki bu değişiklikler, travmanın derin etkilerini anlamak için önemli bir pencere sunar. Bu konudaki farkındalık ve doğru destek, travma yaşayan bireylerin iyileşme yolculuğunda önemli adımlar atmalarına yardımcı olacaktır.

 

Referanslar

  • Brewin, C. R. (2011). Memory and trauma. Current Directions in Psychological Science, 20(6), 400-404.

  • Şenormancı, Ö., & Konkan, R. (2017). Travmatik yaşantılar ve dissosiyasyon. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 9(2), 173-186.

  • Özgür, G., & Özdin, S. (2018). Travma sonrası stres bozukluğunda bilişsel çarpıtmalar ve bellek işlevleri. Klinik Psikiyatri, 21(4), 312-321.

  • Van der Kolk, B. A. (2014). The body keeps the score: Brain, mind, and body in the healing of trauma. Viking.

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
  • Instagram
  • Youtube
  • Facebook
bottom of page