Travma Sonrası "Hiper-Vicdan" - Aşırı Sorumluluk Duygusu ve Telafi Çabaları
- Sonsuz Travma

- 3 Haz
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 7 Haz

Travma sonrası aşırı sorumluluk ve telafi çabaları ile ilgili hazırladığımız podcast sohbetini aşağıdan dinleyebilirsiniz.
Travmatik bir deneyim yaşamak, bir bireyin dünyayı algılama ve deneyimleme biçiminde derin değişikliklere yol açabilir. Bu değişikliklerden biri de, "hiper-vicdan" olarak adlandırabileceğimiz, aşırı sorumluluk duygusu ve yoğun telafi çabalarıyla karakterize bir durumdur. Belki de çevrenizde görmüşsünüzdür veya kendiniz yaşamışsınızdır: travma sonrası bireylerin, yaşadıkları olayın sorumluluğunu gereğinden fazla üstlenmeleri, aşırı yardımsever olmaları, bir nevi "kurtarıcılık kompleksi" geliştirmeleri veya sürekli başkalarını memnun etme arayışında olmaları... Peki, bu davranışların altında yatan psikolojik dinamikler nelerdir ve bunlar sağlıklı bir iyileşme sürecinin parçası mıdır, yoksa yeni bir döngünün başlangıcı mı?
"Hiper-Vicdan" Nedir ve Neden Ortaya Çıkar?
"Hiper-vicdan" kavramı, travma sonrası bireylerin yaşadığı yoğun ahlaki ve etik hassasiyetleri tanımlamak için kullanılabilir. Travmatik bir olay, bireyin kontrol duygusunu elinden alabilir ve derin bir çaresizlik hissi yaratabilir. Bu noktada, kişi yaşanan olayın sorumluluğunu kendinde arayarak, bir nebze kontrolü geri kazanmaya çalışabilir.
Bu durumun altında yatan temel psikolojik dinamikler genellikle şunlardır:
Suçluluk ve Utanç: Travma mağdurları, özellikle olayın kendi eylemleri veya eylemsizlikleriyle bağlantılı olduğunu düşündüklerinde, yoğun suçluluk ve utanç duyguları yaşayabilirler. Bu duygularla başa çıkmak için, kendilerini sürekli olarak "iyilik" yapmaya veya başkalarının ihtiyaçlarını karşılamaya adayabilirler. Bu, içsel bir ceza mekanizması veya geçmişteki "hataları" telafi etme çabası olarak görülebilir.
Kontrol Arayışı: Travma, bireyin dünyayı güvenli ve öngörülebilir bir yer olarak algılama yeteneğini sarsar. Bu nedenle, kişi, gelecekte benzer travmatik olayların yaşanmasını engellemek veya en azından kontrol edilebilir hissetmek için aşırı sorumluluk üstlenebilir. Başkalarını koruma, aşırı tedbirli olma veya her şeyi mükemmel yapma çabası, bu kontrol arayışının bir yansımasıdır.
Anlam Arayışı: Travmatik olaylar, bireyin hayatın anlamını ve amacını sorgulamasına neden olabilir. Bazı durumlarda, kişi yaşadığı acıyı anlamlandırmak ve gelecekte benzer acıların yaşanmasını engellemek amacıyla kendisini başkalarına yardım etmeye veya toplumsal bir amaca adamaya yönelebilir.
Sağlıklı İyileşme mi, Yeni Bir Döngü mü?
Bu "hiper-vicdan" davranışları, ilk bakışta olumlu ve pro-sosyal görünebilir. Aşırı yardımseverlik, empati ve sorumluluk, genellikle takdir edilen özelliklerdir. Ancak, bu davranışlar aşırıya kaçtığında ve kişinin kendi refahını ihmal etmesine yol açtığında, sağlıklı bir iyileşme sürecinden ziyade, yeni bir stres ve döngü oluşturabilir.
Araştırmalar, bu durumu destekleyici bulgular sunmaktadır:
Moral Yaralanma ve "Hiper-Vicdan": Özellikle askerler ve ilk müdahale ekipleri gibi mesleklerde görülen "moral yaralanma" (moral injury) kavramı, "hiper-vicdan" ile yakın ilişkilidir. Moral yaralanma, kişinin derin ahlaki ve etik inançlarına aykırı bir eylemde bulunması veya buna tanık olması sonucu ortaya çıkan psikolojik sıkıntıdır (Litz et al., 2009). Bu bireylerde de, yaşadıkları olayın sorumluluğunu aşırı derecede üstlenme, kendini cezalandırma ve telafi etme çabaları gözlemlenebilir.
Kompleks Travma ve İlişkisel Dinamikler: Özellikle çocukluk çağı travmaları gibi kompleks travma yaşayan bireylerde, "hiper-vicdan" daha farklı bir boyut kazanabilir. Bu kişilerde, travmatik ilişkisel deneyimler nedeniyle, başkalarını memnun etme ve "iyi çocuk" olma eğilimi gelişebilir. Bu durum, sağlıklı sınırlar koymada zorluklara ve başkaları tarafından manipüle edilmeye açık olmaya yol açabilir (Herman, 1997).
Güncel Çalışmalar ve Duygusal Düzenleme: Son dönemdeki çalışmalar, travma sonrası ortaya çıkan bu telafi edici davranışların, aslında duygusal düzenleme becerilerindeki zorluklarla da ilişkili olabileceğini göstermektedir. Kişi, olumsuz duygularla başa çıkmak için sürekli olarak dışsal onay veya başkalarına yardım etme yoluna gidebilir, bu da içsel duygusal kaynaklarını tüketebilir (Foa et al., 2005).
Ne Yapmalı?
"Hiper-vicdan" durumunun farkına varmak, iyileşme sürecinde atılabilecek önemli bir adımdır. Eğer kendinizde veya yakınlarınızda bu belirtileri gözlemliyorsanız, aşağıdaki adımlar faydalı olabilir:
Farkındalık Geliştirme: Davranışlarınızın ve bu davranışların altında yatan duyguların farkına varmak, değişimin ilk adımıdır.
Sınırlar Koyma: Başkalarına yardım etme arzusu takdire şayan olsa da, kendi sınırlarınızı belirlemek ve "hayır" demeyi öğrenmek önemlidir.
Profesyonel Destek: Bir travma uzmanı veya psikologdan destek almak, travmatik deneyimleri işlemek, suçluluk ve utanç duygularıyla başa çıkmak ve sağlıklı coping mekanizmaları geliştirmek için kritik öneme sahiptir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) veya EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) gibi terapiler, bu süreçte oldukça etkili olabilir.
Öz-Şefkat: Kendinize karşı anlayışlı ve nazik olmak, iyileşme sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. Travma sonrası yaşanan duygusal zorluklar, bir zayıflık değil, doğal bir tepkidir.
"Hiper-vicdan" travma sonrası iyileşme yolculuğunda karmaşık bir dönemeç olabilir. Bu durumun altında yatan dinamikleri anlamak, sağlıklı sınırlar oluşturmak ve profesyonel destek aramak, bireylerin bu döngüyü kırarak daha sağlıklı ve dengeli bir yaşama adım atmalarına yardımcı olabilir.
Referanslar:
Foa, E. B., Huppert, J. D., & Cahill, S. P. (2005). Emotional processing theory: An update. In Emotion and psychopathology: Bridging affective and clinical science (pp. 209-224). American Psychological Association.
Herman, J. L. (1997). Trauma and recovery: The aftermath of violence—From domestic abuse to political terror. Basic Books.
Litz, B. T., Stein, N., Delaney, E., Lebowitz, L., Ruef, A., Mullins, E., & Nash, W. P. (2009). Moral injury and moral repair in war veterans: A conceptual framework and therapeutic approaches. Clinical Psychology Review, 29(8), 695-706.






Yorumlar