Yemekle İlişkimizde Travmanın İzleri : Duygusal Yeme ve Beden Algısı
- Sonsuz Travma

- 3 Haz
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 7 Haz

Travma ve duygusal yemek, beden algısı ile ilgili hazırladığımız podcast sohbetini aşağıdan dinleyebilirsiniz.
Hayatımızda yaşadığımız zorlayıcı olaylar, yani travmalar, sadece zihinsel sağlığımızı değil, aynı zamanda bedenimizle ve yemekle kurduğumuz ilişkiyi de derinden etkileyebilir. Özellikle son yıllarda yapılan akademik çalışmalar, travma ve duygusal yeme, yeme bozuklukları ve beden algısı arasındaki karmaşık bağlantıyı daha net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu yazımızda, travmanın bu konulardaki etkisini ve güncel araştırmaların ışığında neler öğrendiğimizi ele alacağız.
Travma ve Duygusal Yeme: Neden Yiyecekler Bir Sığınağa Dönüşür?
Travmatik deneyimler, beynin stresle başa çıkma sistemlerini derinden etkiler. Bu da, bireylerin yaşadıkları yoğun duygusal acı, kaygı veya çaresizlik hisleriyle başa çıkmak için farklı yollar aramasına neden olabilir. İşte bu noktada, yemek bir başa çıkma mekanizması olarak devreye girebilir. Duygusal yeme, açlık olmamasına rağmen stres, üzüntü, öfke veya yalnızlık gibi güçlü duygulara yanıt olarak yemek yeme eylemidir.
Peki, bu bağlantı nasıl kuruluyor? Araştırmalar, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) yaşayan bireylerde artan kortizol seviyeleri ve düzensizleşen nörotransmitter aktivitesinin, özellikle ödül arayışını ve duygusal düzenlemeyi etkilediğini gösteriyor. Örneğin, Southward ve Chard (2018) tarafından yapılan bir çalışma, çocukluk çağı travması yaşayan bireylerin yetişkinlikte daha yüksek duygusal yeme eğilimi gösterdiğini ve yiyecekleri duygusal rahatlama aracı olarak kullandığını belirtiyor. Bu, özellikle kontrol kaybı hissi yaşayan bireylerde, yemek yeme eyleminin bir tür kontrol illüzyonu sağlamasıyla da ilişkilendirilebilir.
Beden Algısı ve Travma: Yaralı Bir Kimlik
Travmatik deneyimler, bireyin kendine ve bedenine dair algısını da kökten değiştirebilir. Özellikle cinsel taciz veya fiziksel şiddet gibi beden bütünlüğünü ihlal eden travmalar, bireylerin kendi bedenlerine karşı yabancılaşma, nefret veya utanç duymalarına yol açabilir. Bu durum, sağlıklı bir beden algısı geliştirmeyi zorlaştırır ve yeme bozuklukları için bir zemin hazırlayabilir.
Güncel araştırmalar, bu bağlantıyı daha da derinleştiriyor. Örneğin, Brewerton ve ark. (2018) tarafından yapılan bir derleme, yeme bozukluğu tanısı almış bireylerin önemli bir kısmında travma öyküsü bulunduğunu ve bu travmaların özellikle anksiyete, depresyon ve beden hoşnutsuzluğu ile ilişkili olduğunu vurgulamıştır. Travmanın yol açtığı güvensizlik hissi ve kontrol kaybı, bireylerin bedenleri üzerinde aşırı kontrol kurmaya çalışma veya tam tersine, bedenlerini ihmal etme gibi davranışlara yönelmesine neden olabilir. Anoreksiya nervoza, bulimia nervoza veya tıkınırcasına yeme bozukluğu gibi durumlar, travmatik deneyimlerin bedene yansıyan ifadeleri olabilir.
Son ve Yeni Çalışmaların Işığında Umut Veren Gelişmeler
Son yıllarda yapılan çalışmalar, travma, duygusal yeme ve beden algısı arasındaki ilişkiyi anlamak için daha karmaşık modellere odaklanıyor. Özellikle ilişkisel travma (örneğin, istismarcı ebeveynlik) ve kompleks travma (uzun süreli ve tekrarlayan travmatik deneyimler) üzerine yapılan araştırmalar, bu bağlantının ne kadar derin olabileceğini gösteriyor. Ayrıca, farkındalık temelli terapiler ve travma odaklı bilişsel davranışçı terapi (TO-BDT) gibi yeni yaklaşımlar, bireylerin travmanın yaralarını sarmalarına ve yemekle daha sağlıklı bir ilişki kurmalarına yardımcı olmada umut vadediyor.
Bu alandaki araştırmalar, travmanın sadece bir olay değil, aynı zamanda bireyin kimliğini, ilişkilerini ve bedenini nasıl deneyimlediğini etkileyen bir süreç olduğunu vurguluyor. Yemekle olan ilişkimizin, travmatik deneyimlerin bir yansıması olabileceği ve bu nedenle bu konuda yardım aramanın bir zayıflık değil, bir güç işareti olduğu unutulmamalıdır. Unutmayın, iyileşme mümkündür ve destek alarak yemekle ve bedeninizle daha barışık bir ilişki kurabilirsiniz.
Referanslar
Brewerton, T. D., Lutter, J., & Herman, J. L. (2018). Neurobiological underpinnings of complex trauma and eating disorders. European Eating Disorders Review, 26(2), 114-124.
Southward, M. W., & Chard, K. M. (2018). The impact of childhood trauma on emotional eating and eating pathology: The mediating role of emotion regulation. Journal of Clinical Psychology, 74(8), 1361-1372.






Yorumlar