Kitap İncelemesi : Derin Beyin Yeniden Yönlendirme - Travma, Bağlanma Yaralanması ve DBR Psikoterapisinin Nörobilimini Anlamak
- Sonsuz Travma

- 1 Eyl
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 2 Eyl
Deep Brain Reorienting - Understanding the Neuroscience of Trauma, Attachment Wounding, and DBR Psychotherapy
Yazar : Frank M. Corrigan
Yayın Yılı : 2025
Kitap özelinde travma, bağlanma yaralanması ve derin beyin yeniden yönlendirme psikoterapisi üzerine hazırlanmış podcaste aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Deep Brain Reorienting (DBR) (Derin Beyin Yeniden Yönlendirme), travma, bağlanma yaraları ve ilişkili psikopatolojilerin tedavisinde çığır açan, nörobilim temelli bir psikoterapi yaklaşımıdır. Frank M. Corrigan tarafından geliştirilen bu yöntem, travmanın etkilerinin beyin sapında, özellikle de orta beyin gibi subkortikal yapılarda ikamet ettiği hipotezi üzerine kurulmuştur. DBR, travma tepkisinin köklerine, yani hayatta kalma beynine müdahale ederek iyileşmeyi hedefleyen yenilikçi bir zihin-beden tedavisidir.
DBR'nin Temel Kavramları ve İşleyişi:
1. Beyin Sapına Odaklanma: DBR, geleneksel travma terapilerinin aksine, bilişsel veya duygusal tepkilerden daha derin seviyelerde çalışır. Beyin sapının, travmatik olaylara bilinç öncesi düzeyde hızla tepki veren süperior kollikulus (yönelim), locus coeruleus (şok) ve periaqueductal gray (duygusal/savunma tepkileri) gibi yapılarına odaklanır.
2. OTShA Dizilimi (Yönelim-Gerilim-Şok-Duygu): DBR, travma tepkilerinin nörofizyolojik dizilimini bu dört aşamada ele alır. Bu dizilimi yavaşlatarak ve her bileşeni ayrı ayrı işleyerek iyileşmeyi sağlar.
◦ Yönelim (O): Travmatik uyarıcıya karşı verilen ilk, bilinçdışı tepkidir. Bu, hem uyarıcıya doğru dönmeyi hem de ondan kaçınmayı içerebilir. DBR'de, kişinin içsel bilincinin içeriğine içsel bir bakış açısıyla yönelmesi amaçlanır.
◦ Yönelim Gerilimi (T): Travmatik uyarana odaklanıldığında alın, göz çevresi veya kafatasının tabanındaki kaslarda ortaya çıkan, genellikle fark edilmeyen bir gerilimdir. Bu gerilim, travma işlemleme sırasında bir çapa görevi görerek bunalımı önler ve bilinçdışı bilgi dosyalarını açar.
◦ Şok (Sh): Yönelim geriliminden sonra, duygusal tepkilerden önce ortaya çıkan ön-duygusal (pre-affective) ve ağrılı bir tepkidir. Beyin sapındaki locus coeruleus ve gigantocellular çekirdekten kaynaklandığı hipotez edilir. Şok enerjisinin boşaltılması, sonraki duygusal tepkilerin yoğunluğunu azaltmak için kritik öneme sahiptir. Şok; oyulma, boşalma, elektriklenme, titreme gibi geçici bedensel duyumlar olarak deneyimlenebilir.
◦ Duygu (A): Yönelim gerilimi ve şokun işlenmesinin ardından ortaya çıkan birincil duygusal tepkilerdir (KORKU, ÖFKE, PANİK/KEDER ve utanç). DBR, duyguların yoğunluğunu azaltmak için şokun önce temizlenmesini hedefler.
3. "Nerede-Benlik" (Where-Self) ve "Protoself" Kavramları: DBR, özellikle erken dönem travmalarında, kişinin mekandaki konumunu ve bedensel hislerini temel alan derin bir topraklanma (grounding) sunar. "Nerede-Benlik", kişinin zaman ve mekandaki konumunun farkındalığını, "Protoself" ise bedenin en temel işleyişine dair içsel hisleri temsil eder. Bu derin seviyelerde topraklanma, travmatik deneyimlere bunalmadan yaklaşmayı sağlar.
Klinik Uygulamalar ve Faydaları:
• Travma ve Bağlanma Yaraları: DBR, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), karmaşık travma, erken ihmal, bağlanma yaraları, dissosiasyon ve hatta doğum öncesi travmanın zararlı etkileri gibi geniş bir yelpazedeki durumları ele alır.
• Dissosiasyon Modeli: DBR, dissosiyatif bozuklukları dört ana türde inceleyen bileşik bir model sunar: Supracortical, Intracortical, Neurochemical ve Structural Dissociation. DBR, bu üst düzeydeki ayrışmaların altında yatan şok ve yoğun negatif duygulara odaklanarak, bedenleşmeyi ve bütünleşmeyi artırmayı hedefler.
• İyileştirici Etkiler: DBR ile çalışan hastalar, bedenleriyle daha barışık olma, canlılık hissinin artması, kaçınma davranışlarının azalması ve travmayı tekrarlama döngüsünün kırılması gibi önemli gelişmeler bildirmişlerdir. Araştırmalar, TSSB'nin dört semptom kümesinde de (yeniden yaşama, kaçınma, biliş ve ruh halindeki değişiklikler, hiper-uyanıklık) güçlü bir etki boyutu göstermiştir.
• Terapötik İlişki: DBR, terapistin varlığının, dikkatinin ve uyumunun önemini vurgular, özellikle de yalnızlık acısı ve ilişkisel kopuklukların işlenmesinde.
Diğer Terapilerden Farkı:
• Aşağıdan Yukarıya (Bottom-Up) Yaklaşım: DBR, bilişsel davranışçı terapi (CBT) veya Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR) gibi daha çok yukarıdan aşağıya (top-down) çalışan terapilerin aksine, doğrudan beyin sapındaki prekonseyal (bilinç öncesi) tepkilere odaklanır.
• Şoku Birincil Hedefleme: Diğer birçok terapi duygulara veya savunma tepkilerine odaklanırken, DBR şoku ön-duygusal bir tepki olarak tanımlar ve onu öncelikli olarak işler, bunun sonraki duygusal tepkilerin yoğunluğunu azalttığına inanır.
• Alexander Tekniği ile Entegrasyon: DBR, travmatik hareket bozukluklarını iyileştirmek için Alexander Tekniği ile birleştirilebilir.
Devam Eden Araştırmalar:
DBR üzerine yürütülen randomize kontrollü çalışmaların ön sonuçları, terapinin etkinliğini doğrulamaktadır. Beyin görüntüleme verileri toplanmaya devam etmekte olup, bu verilerin DBR'nin beyin sapındaki fonksiyonel değişiklikleri doğrulaması beklenmektedir.
DBR, travma tedavisinde derinlemesine iyileşme potansiyeli sunan, nörobilimsel olarak yönlendirilmiş, yenilikçi bir yaklaşımdır. Travmatik deneyimlerin temelindeki beyin sapı mekanizmalarına odaklanarak, danışanların bunalmadan, kalıcı bir değişim ve büyümeyi deneyimlemelerine olanak tanır.







DBR'yi anlamak üzerine yayınlanmış bir kitap