Kitap İncelemesi : Kişiselleştirilmiş Travma Tedavisi: Yeniden Eğitim ve Yeniden Hayal Etme
- Sonsuz Travma

- 2 Haz
- 5 dakikada okunur
Personalising Trauma Treatment: Reframing and Reimagining
Yazar : Michael J. Scott
Yayın Yılı : 2022
Kitap kapsamında travma tedabisinin kişiselleştirilmesi üzerine hazırlanmış podcaste aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Michael J. Scott'ın "Kişiselleştirilmiş Travma Tedavisi: Yeniden Eğitim ve Yeniden Hayal Etme" adlı kitabından alınan pasajları gözden geçireceğiz. Kitap, travma mağdurlarının eski hallerine dönmelerine yardımcı olmak ve travmanın merkeziliği algısını değiştirmeye odaklanan kişiselleştirilmiş bir travma tedavisi yaklaşımını savunmaktadır. Yazar, tedavinin çeşitli yönlerini, tanı süreçlerini, biyolojik ve psikolojik açıklamaları, yaygın eş tanıları ve tedavi stratejilerini vurgulamaktadır.
Ana Temalar ve En Önemli Fikirler/Gerçekler
Travmanın Merkeziliği Algısını Değiştirme: Kitabın temel fikri, travma mağdurlarına travmanın yaşamlarındaki merkeziliğini yeniden çerçevelemeyi öğretmektir. Amaç, müdahalelerin "kişiselleştirilmesi" ve kişinin "eski benliğine" dönmesine yardımcı olmaktır.
"Kişiselleştirilmiş Travma Tedavisi, travma mağdurlarının eski benliklerine dönmelerine yardımcı olmak ve travmanın merkeziliği algısını değiştirmeye odaklanır."
"Bu kitapta, danışanlara travmayı yeniden çerçeveleyerek benlik duygularını yeniden keşfetmeleri öğretilir."
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Tanısı: Kitap, DSM-5 TSSB kriterlerini ve tanısal değerlendirmede dikkat edilmesi gereken önemli noktaları detaylandırmaktadır. Belirtilerin işlevsel olarak kişiyi bozması gerektiği ve monosilobik "evet", "hayır" yanıtlarının yetersiz olduğu vurgulanmaktadır.
"Bir belirtinin mevcut olarak kabul edilmesi için, biliş ve duygu durumundaki olumsuz değişikliklerin (D kümesi) ve aşırı uyarılmanın (E kümesi) kötüleşmesini temsil etmesi gerekirken, girişim (B kümesi) ve kaçınma (C kümesi) belirtilerinin travmadan kaynaklanması gerekir."
"Danışandan bir belirtinin ortaya çıkışına dair spesifik örnekler almak gereklidir, bir terapistin bir belirti hakkındaki sorusuna monosilobik 'evet', 'hayır' yanıtları yetersizdir, gerekirse terapist açıklayıcı ek sorular sormalıdır."
DSM-5 kriterleri (A, B, C, D, E kümeleri) ve bunlara ilişkin örnek sorular sunulmaktadır.
DSM-5 Kriterleri için Görüşme Soruları: Kitap, TSSB ve travmayla en sık ilişkilendirilen diğer bozukluklar (depresyon, alkol/madde bağımlılığı, panik bozukluk, özgül fobi, obsesif-kompulsif bozukluk, yaygın anksiyete bozukluğu) için DSM-5 kriterlerine dayalı görüşme sorularını sunmaktadır. Bu soruların bir kontrol listesi olarak değil, daha çok bir sohbet bağlamında kullanılması ve danışanın yanıtlarının netleştirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
"Bu nedenle, herhangi bir ekranın kullanımının bir sohbet bağlamında gerçekleşeceği varsayılır. Önemlisi, değerlendirme, ekrandan gelen sorgulamalara dikotomik 'evet', 'hayır' yanıtlarını almaya indirgenmez."
"Assesor, danışanın yanıtına ve mevcut olabilecek diğer bilgilere (örneğin partner, kayıtlar) dayanarak, semptomun işlevselliği bozup bozmadığına veya sadece kişiyi rahatsız edip etmediğine dair bir yargıda bulunur."
Psikolojik ve Biyolojik Açıklamalar: Kitap, travma sonrası psikolojik zorlukların stresör-yatkınlık modeli çerçevesinde ele alınabileceğini tartışmaktadır. Biyolojik yatkınlığın tek başına yeterli olmadığı, psikososyal stresörlerle etkileşimin önemli olduğu belirtilmektedir.
"Zubin ve Spring (1977) stresör-yatkınlık modelinde, zihinsel hastalığa yol açan biyolojik bir yatkınlık değil, yalnızca yatkınlığın yaşam krizleri, madde kötüye kullanımı, kişilerarası ve mesleki stresörler gibi psikososyal stresörlerle etkileşimi olduğunda ortaya çıkar."
Psikiyatrik bozukluklar için biyolojik testlerin olmaması ve "transdiagnostik" yaklaşımlar da kısaca değinilen konular arasındadır.
Rol Bozukluğu: Travma sonrası işlevsellikteki azalmanın, özellikle kimliğin merkezi bir parçası olan rollerin kaybı söz konusu olduğunda, profesyonel yardım arayışını tetikleyen önemli bir faktör olduğu vurgulanmaktadır.
"Müşteriler, bir travmanın sonucu olabilecek rol bozukluğu nedeniyle profesyonel yardım aramaya yönelirler."
"Eğer belirli bir rol kişinin kimliği için merkeziyse, travma veya stresli bir olay tarafından bu rolden zorla uzaklaştırılması, depresyon ve/veya TSSB'de yansıyan özellikle zararlı sonuçlara yol açabilir."
Onur ve Aşağılanma: DSM-5'in önemli bir değişikliği olarak, benlik, diğerleri ve dünya hakkında olumsuz bir görüşün TSSB'nin olası bir belirtisi olarak dahil edilmesi ele alınmaktadır. TSSB hastalarında sıklıkla derin bir onur kaybı duygusu yaşandığı ve bunun öfke ve kaçınma gibi belirtilerle ilişkili olabileceği belirtilmektedir.
"Ancak TSSB'de, her bir eksendeki şiddet skorları aşırı olma eğilimindedir ve danışan, onur kaybı duygusuyla en iyi karakterize edilen bir noktada yer alır."
"TSSB hastaları genellikle, hasta tarafından nadiren dile getirilen derin bir onur kaybı duygusuna sahiptir."
Eş Tanılar ve Tedavi: Travma sonrası yaygın olarak görülen eş tanılar (depresyon, madde bağımlılığı, panik bozukluk vb.) ve bunların değerlendirilmesi ve tedavinin kişiselleştirilmesindeki önemi vurgulanmaktadır. Tek bir bozukluğa odaklanan tedavinin yetersiz kalabileceği belirtilmektedir.
"Rutinde eş tanı olağandır, bir İngiliz Hükümeti IAPT hizmetine katılanların (Hepgul et al., 2016) yaptığı bir çalışma, %58'inin üç veya daha fazla mevcut duygusal bozukluk tanısı aldığını ve %14'ünün iki mevcut duygusal bozukluk tanısı aldığını bulmuştur."
"Tedavinin RCBT'de daha da kişiselleştirilmesi, çoğu danışanın travma sonrası birden fazla bozukluktan muzdarip olduğu ve travmadan kaynaklanan ağrı gibi fiziksel sınırlamalar dikkate alınarak hepsinin ele alınması gerektiği kabulüyle gerçekleşir."
Restoratif Bilişsel Davranış Terapisi (RCBT): Yazar, RCBT olarak adlandırdığı kendi yaklaşımını sunmaktadır. Bu yaklaşım, danışanın travma sonrası kendisi olmaya geri dönmesine odaklanır. Travmatik anıyı silmek yerine, işlevselliği önemli ölçüde bozmayacak şekilde ona karşı dikkatli olmayı hedefler. Tedavi, danışanın tercihlerine göre kişiselleştirilir ve yaygın olarak görülen eş tanıları ele alır.
"Restoratif Bilişsel Davranış Terapisinin (RCBT) kendine özgü bir yüz geçerliliği vardır - danışanı tekrar eski benliği haline getirmek."
"Amaç travmatik anıyı silmek değil, daha çok onu bilinçli hale getirmektir, ancak işlevlerini önemli ölçüde engellemeyecek bir dereceye kadar."
Danışanın Güvenilir İkna Modelinden Yararlanma: Tedavide, danışanın çevresindeki önemli kişilerin (aile üyeleri, arkadaşlar) travma sonrası başa çıkma deneyimlerinin önemli bir kaynak olarak kullanılabileceği fikri ele alınmaktadır. Bu kişiler, terapistten daha inandırıcı bir ikna kaynağı olabilir.
"Danışanın çevresindeki önemli kişiler kendi geçmişlerine sahiptir ve bunlardan en az birinin aşırı bir travma yaşamış olması muhtemeldir."
"Danışanlar, başkalarının travma sonrası nasıl başa çıktığını öğrenebilir ve bu, kendi zorluklarını yönetmek için bir şablon görevi görebilir."
Bir vaka örneği (Simon), önemli bir diğerinin (babası) deneyiminin tedavide nasıl kullanıldığını göstermektedir.
"Savaş Bölgesi Gözlükleri" ve "Travma Öncesi Gözlükleri": TSSB hastalarının yaşadığı "dehşet verici sürpriz" durumunu ve dünyanın sürekli bir tehdit olarak algılanmasını metaforik olarak açıklamak için "savaş bölgesi gözlükleri" kavramı kullanılır. Tedavinin bir parçası, bu gözlükleri çıkarmak ve travma öncesi kullandıkları "gözlüklerle" dünyaya bakmaya cesaretlendirmektir.
"Paul: İyiyim sanıyordum ve annemle film izliyordum ve filmde bir inşaat alanında bir olay vardı ve tıpkı benimkinin etrafında toplanan herkes vardı, odadan çıkıp çay yapmak zorunda kaldım, annem ne olduğunu bilmek istedi ve aptal gibi hissettim çünkü sadece bir dedektif hikayesiydi ve biri öldürülmüştü ama kaza gibi gösterilmişti."
"Th: 'Savaş bölgesi gözlükleri' ile ilgili sorun, bazen başınızın üzerinde durmaları ve farkında olmadan kaymaları ve sanki savaş alanının ortasındaymış gibi hissetmeniz ve sadece koşmanızdır."
"Sırrı, travma öncesi gözlüklerinizi çıkarırken yerinizde kalmaktır ve bu durumda travma öncesinde yapacaklarınızı ve düşüneceklerinizi yapmaktır."
Klinisyen Tarafından Uygulanan TSSB Ölçeği (CAPS-5) ve Diğer Değerlendirme Araçları: Kaynak, CAPS-5'i TSSB'yi değerlendirmek için "altın standart" olarak tanımlamaktadır. Ayrıca Gateway Diagnostic Interview Questionnaire (GDIQ) gibi tarama araçları ve DIAMOND ve SCID gibi yapılandırılmış tanı görüşmelerinin önemine dikkat çekilmektedir. Değerlendirmenin sürekli bir süreç olduğu ve ilk görüşmeyle sınırlı olmaması gerektiği vurgulanmaktadır.
"CAPS-5 (Weathers et al., 2015), TSSB'nin varlığını değerlendirmek için altın standarttır ve çevrimiçi veya National Centre for PTSD'den ücretsiz olarak temin edilebilir."
"Ancak, değerlendirme nadiren tek seferlik bir prosedürdür ve ilk temasın başlangıcıyla sınırlı değildir."
Sub-sendromal TSSB: Kitap, tam kriterleri karşılamayan ancak yine de önemli işlevsel bozukluğa yol açan sub-sendromal TSSB'nin tanınmasının ve tedavi edilmesinin önemini vurgulamaktadır. Sub-sendromal TSSB'nin tam TSSB gelişimi için bir risk faktörü olabileceği belirtilmektedir.
"Böylece, klinik bir perspektiften, sub-sendromal TSSB'li bir danışanı tam TSSB'li bir danışanı tedavi ettiği gibi tedavi etmek mantıklı olacaktır."
"Ayrıca subeşik TSSB, majör depresif bozukluğun etkisinin ötesinde, daha yüksek intihar eğilimi oranlarıyla da bağlantılıdır Marshall et al. (2001)."
Acı ve Şekil Bozukluğu: Travma sonrası acı ve şekil bozukluğunun getirdiği zorluklar ele alınmaktadır. Acıyı hayatın merkezine yerleştirmekten kaçınma, aktiviteyi temposuna göre ayarlama ("boom and bust" döngüsünden kaçınma) ve benlik değerini fiziksel görünüşten ayırma gibi tedavi stratejileri önerilmektedir.
"Acısı olan danışanlar, nispeten ağrısız hissedene kadar aktif olmaya bekleyerek acıyı hayatlarının merkezine koymaya eğilimli olabilirler."
"Tedavi görevi, danışanın görünüşe verilen merkeziliği terk etmesine yardımcı olmaktır."
Tedavinin Devam Eden Bir Süreci: Birden fazla eş tanı ve yeni sorunların ortaya çıkabileceği durumlarda değerlendirme ve tedavinin sürekli bir süreç olduğu vaka örnekleriyle gösterilmiştir (örn. Tanya'nın binge yeme bozukluğu).
"Bu, değerlendirmenin nadiren tek seferlik bir prosedür olduğunu ve ilk temasın başlangıcıyla sınırlı olmadığını göstermektedir."
"Bu da, tedavide bir değişikliğe yol açar."
Sonuç
Kitap, kişiselleştirilmiş bir travma tedavisi yaklaşımının önemini vurgulamaktadır. Bu yaklaşım, yalnızca travmanın kendisini değil, aynı zamanda travma sonrası ortaya çıkan eş tanıları ve kişinin travmaya verdiği öznel tepkileri (biliş, duygu durum, kaçınma, aşırı uyarılma) kapsamlı bir şekilde ele almayı hedefler. Değerlendirme, yapılandırılmış görüşmelerin ve sürekli takibin önemini vurgulayarak, danışanın benzersiz deneyimlerini ve ihtiyaçlarını anlamaya odaklanmalıdır. Travma mağdurlarının benlik değerlerini yeniden inşa etmelerine ve hayatlarını yeniden şekillendirmelerine yardımcı olmak için "savaş bölgesi gözlüklerini" çıkarmaları ve travma öncesi bakış açılarını yeniden kazanmaları teşvik edilir. Tedavide, kişinin sosyal çevresindeki güvenilir kişilerin deneyimlerinden yararlanmak da değerli bir stratejidir.







Yorumlar