Kitap İncelemesi : Kompleks Travmanın Tedavisi
- Sonsuz Travma

- 3 Haz
- 4 dakikada okunur
Sıralı, İlişki Tabanlı Bir Yaklaşım
Treatment of Complex Trauma: A Sequenced, Relationship-Based Approach
Yazarlar : Christine A. Courtois, Julian D. Ford
Yayın Yılı : 2015
Kitap kapsamında kompleks travma tedavisine ilişki bazlı yaklaşım üzerine hazırlanmış podcaste aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Kompleks Travma Nedir?
Kompleks travma, genellikle çocukluk döneminde başlayan ve uzun süreli, tekrarlayan ve kişilerarası nitelikte olan travmatik olaylara maruz kalma durumunu ifade eder. Bu tür travmalar; istismar, ihmal, sömürü, ihanet, reddedilme, antipati ve terk edilme gibi deneyimleri kapsar ve genellikle birincil bakım verenler (ebeveynler, akrabalar veya yetki konumundaki diğer kişiler) tarafından gerçekleştirilir. Bu tür deneyimler, çocuğun sağlıklı gelişimini zayıflatır ve kişinin benlik algısı, duygu düzenleme kapasitesi ve diğerleriyle sağlıklı ilişkiler kurma becerisi üzerinde derinlemesine olumsuz etkiler bırakır.
Kompleks Travmanın Sonuçları ve Belirtileri
Kompleks travmaya maruz kalan bireylerde geniş bir yelpazede psikolojik ve fiziksel belirtiler görülebilir. Bunlar arasında şunlar yer alır:
Duygu Düzensizliği: Yoğun öfke, korku, keder, utanç, suçluluk duyguları ve bunların aşırı uçlarda yaşanması veya tamamen yok sayılması (aleksitimi).
Benlik Bütünlüğünün Kaybı ve Dissosiyasyon: Benlik algısında parçalanma, boşluk hissi, depersonalizasyon, derealizasyon, anı kaybı ve kimlik karmaşası. Dissosiyasyon, kişinin travmatik deneyimlerden veya duygusal acıdan korunmak için kullandığı bir savunma mekanizmasıdır.
İlişki Zorlukları: Başkalarına karşı güvensizlik, izolasyon, sosyal geri çekilme, bağımlılık, istismarcı veya işlevsiz ilişki döngülerine girme.
Fiziksel Belirtiler (Somatizasyon): Açıklanamayan kronik ağrılar, yorgunluk, sindirim sorunları ve diğer tıbbi durumlar.
Davranışsal Sorunlar: Madde bağımlılığı, kendine zarar verme, intihar düşünceleri veya girişimleri, dürtüsellik, risk alma ve kontrolsüz öfke.
Kompleks Travma Tedavisinin Temel İlkeleri ve Aşamaları
Kompleks travma tedavisi, hastanın iyileşmesini ve yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen sıralı ve ilişki temelli bir yaklaşıma dayanır. Bu yaklaşım, geleneksel travma tedavisi modellerinin (örneğin, TSSB için kullanılanlar) ötesine geçerek, kronik ve gelişimi etkileyen travmaların benzersiz zorluklarına odaklanır. Tedavi genellikle üç ana aşamadan oluşur:
Aşama 1: Güvenlik, Stabilizasyon ve Bağlantı Kurma ("Becerilerle Ölçülen, Zamanla Değil")
Güvenliğin Sağlanması: Terapinin ilk ve en kritik hedefi, danışanın hem içsel hem de dışsal çevrede güvenliğini sağlamaktır. Bu, intihar riski, kendine zarar verme, madde bağımlılığı veya devam eden istismar gibi tehlikeli durumların ele alınmasını içerir. Danışanın tehlikeyle başa çıkma ve kendini koruma becerileri geliştirilmesi esastır.
Duygu Düzenleme Becerileri: Danışana travmatik anılarla başa çıkmadan önce duygularını tanıma, anlama ve düzenleme becerileri öğretilir. Bu, farkındalık egzersizleri, bilişsel davranışçı teknikler ve nefes egzersizleri gibi yöntemleri içerebilir.
Terapi İlişkisinin Kurulması: Güvenli ve destekleyici bir terapötik ilişki, iyileşme sürecinin temelidir. Terapist, danışanın güvensizliğini ve geçmişteki ihanetleri anlayarak, tutarlı, empatik ve saygılı bir duruş sergiler. Bu ilişki, danışanın yeni ilişki modellerini deneyimleyebileceği "güvenli bir liman" görevi görür.
Psikoeğitim: Danışanlara travma, travmatik stres tepkileri ve bunların etkileri hakkında bilgi verilir. Bu, danışanların kendi deneyimlerini normalleştirmelerine ve semptomlarını bir patoloji olarak değil, başa çıkma stratejileri olarak görmelerine yardımcı olur.
Aşama 2: Travma Anıları ve Duygu İşleme ("Geçmişle Yüzleşme")
Travma İşleme: Danışan, Aşama 1'de edindiği stabilizasyon ve duygu düzenleme becerilerini kullanarak, travmatik anıları ve bunlarla ilişkili duyguları güvenli bir şekilde işlemeye başlar. Amaç, anıların gücünü azaltmak ve danışanın üzerindeki olumsuz etkilerini kontrol altına almaktır.
Teknikler: Bu aşamada çeşitli kanıta dayalı tedaviler kullanılır:
Uzun Süreli Maruz Kalma (PE): Travmatik olayı tekrar tekrar zihinde canlandırma veya anlatma.
Bilişsel İşleme Terapisi (CPT): Travmatik olaylarla ilişkili olumsuz düşünceleri ve inançları yeniden yapılandırma.
Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR): Travmatik anıları işlerken bilateral uyarım kullanma.
Anlatısal Maruz Kalma Terapisi (NET): Danışanın travmatik olayların kişisel anlamını yeniden inşa etmesine yardımcı olmak için bir anlatı oluşturma.
Duygu İşleme: Anıların yeniden yaşanmasının yanı sıra, danışanın öfke, utanç, keder gibi yoğun duyguları güvenli bir ortamda ifade etmesi ve işlemesi teşvik edilir.
Kaybın ve Yasın Ele Alınması: Travma, benlik, kontrol, güven ve masumiyet gibi birçok önemli kaybı içerir. Bu kayıpların yasını tutmak, iyileşme sürecinin önemli bir parçasıdır.
Aşama 3: Mevcut ve Gelecekteki Yaşama Uygulama ("Kazançları Pekiştirme")
Kazançların Pekiştirilmesi: Bu son aşamada, danışan Aşama 1 ve 2'de edindiği becerileri ve bilgiyi günlük yaşamına ve geleceğine uygular. Amaç, semptomların tamamen ortadan kalkması değil, danışanın yaşamı üzerinde daha fazla kontrol sahibi olması ve daha tatmin edici bir yaşam sürdürmesidir.
İlişki Becerilerinin Geliştirilmesi: Danışan, sağlıklı ve karşılıklı ilişkiler kurma becerilerini pekiştirir. Bu, geçmişteki işlevsiz ilişki modellerinin yerine yeni, güvenli ve saygılı etkileşim biçimleri geliştirmeyi içerir.
Kimlik ve Anlam Arayışı: Danışanlar, kendileri ve dünya hakkındaki çarpıtılmış inançlarını yeniden değerlendirerek daha olumlu bir benlik algısı geliştirirler. Yaşamın anlamı, maneviyat ve travmanın getirdiği varoluşsal sorular bu aşamada ele alınabilir.
İleriye Dönük Planlama: Danışanlar kariyer, kişisel hedefler ve sosyal katılımlar gibi geleceğe yönelik planlar yaparlar. Bu aşama, danışanın geçmiş travmanın kurbanı olmaktan çıkıp, kendi hayatının aktif bir katılımcısı ve yaratıcısı olmasına odaklanır.
Tedavide Terapistin Rolü ve Karşılaşılan Zorluklar
Kompleks travma tedavisinde terapistin rolü kritik ve çok yönlüdür. Terapistin kendi kişisel ve mesleki gelişimi, duygusal sağlığı ve sınırları bu süreçte büyük önem taşır.
Terapistin Kendini Kullanımı: Terapist, danışanla insan-insan düzeyinde bağlantı kurarak, empatik bir ayna görevi görür ve danışanın duygusal büyümesini destekler. Bu, danışanın kendi benliğini ve duygusal dünyasını keşfetmesine yardımcı olur.
Aktarım (Transference) ve Karşı Aktarım (Countertransference): Kompleks travma geçmişi olan danışanlar, geçmiş ilişkisel deneyimlerini terapiste yansıtabilirler (aktarım). Terapistler de danışanların yoğun duygularına veya travmatik hikayelerine kendi kişisel tepkileriyle (karşı aktarım) karşılık verebilirler. Bu durumlar, tedavide önemli zorluklar yaratabilir, ancak farkındalık ve uygun yönetimle değerli terapötik fırsatlar sunar.
Travmatik Aktarım: Danışan, terapistin kendisini istismar edeceğine, kullanacağına veya terk edeceğine dair bilinçdışı bir beklenti taşıyabilir.
Erotize Edilmiş Aktarım: Danışan, terapistten özel ilgi, sevgi veya cinsel yakınlık arayabilir.
Yansıtmalı Özdeşim (Projective Identification): Danışan, kendisinin reddettiği veya farkında olmadığı duygusal veya davranışsal yönlerini terapiste yansıtabilir.
Vicarious Travma (İkincil Travma): Terapistler, danışanların travmatik hikayelerini dinlerken veya onlarla çalışırken kendileri de travmatize olabilirler. Bu durum, tükenmişliğe, empati yorgunluğuna veya ikincil TSSB belirtilerine yol açabilir. Terapistlerin özbakım stratejileri ve düzenli süpervizyon almaları bu riski azaltmak için önemlidir.
Esneklik ve Sınırlar: Terapistlerin net ve tutarlı sınırlar belirlemesi kritik öneme sahiptir, ancak aynı zamanda danışanın ihtiyaçlarına ve gelişimine göre esnek olmaları da gerekir.
Sonuç
Kompleks travma tedavisi, danışanın geçmiş yaralarını iyileştirmesi, şu anki yaşamını iyileştirmesi ve geleceğe umutla bakması için entegre ve kapsamlı bir yaklaşımdır. Bu süreç, danışanın kendi iç kaynaklarını ve gücünü fark etmesini sağlarken, terapistin bilgi, empati ve öz farkındalığıyla rehberlik etmesini gerektirir. Her danışanın yolculuğu benzersizdir ve tedavi, bireysel ihtiyaçlara göre uyarlanmalıdır. Nihayetinde amaç, danışanların geçmiş travmaların etkisinden kurtularak daha bütünsel, anlamlı ve tatmin edici bir yaşam sürmelerine yardımcı olmaktır.







Yorumlar