top of page

Kitap İncelemesi : Travma Kurtulanlarının Parçalanmış Benliklerini İyileştirmek

İçsel Öz Yabancılaşmanın Üstesinden Gelmek

ree

Healing the Fragmented Selves of Trauma Survivors: Overcoming Internal Self-Alienation

Yazar : Janina Fisher

Yayın Yılı : 2017


Kitap kapsamında travmadan kurtulanların parçalanmış benliklerini iyileştirmek üzerine hazırlanmış podcaste aşağıdan ulaşabilirsiniz.



Travma Kurtulanlarının Parçalanmış Benliklerini İyileştirmek

Bu kitaptaki temel tema, travmanın kişilikte parçalanmaya (dissosiasyon) yol açtığı ve travma tedavisinin, bireyin "parçalanmış benliklerini" tanımayı, anlamayı ve bütünleştirmeyi gerektirdiğidir. Kitap, özellikle kronik travma ve ilişkisel travma yaşayan bireylerde görülen yapısal dissosiasyon modelini ve İç Aile Sistemleri (IFS) terapisi gibi parça odaklı yaklaşımların kullanımını detaylandırır.


En Önemli Fikirler/Gerçekler:


Travma Kişilikte Parçalanmaya Yol Açar: Kitap, travmanın "dissosiasyonun özü" olduğunu vurgular. Aşırı deneyimler "bölünür ve parçalanır, böylece travmayla ilgili duygular, sesler, görüntüler, düşünceler ve fiziksel duyumlar kendi yaşamlarını sürdürürler." (Van der Kolk, 2014, s. 66 alıntısı). Bu parçalanma, sadece Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu (DKB) gibi tanılarda değil, PTSD, kompleks PTSD ve borderline kişilik bozukluğu gibi yaygın travma ile ilgili tanılarda da görülür. Yazar, zihinsel sağlık alanının tarihsel olarak travma, dissosiasyon ve kişiliğin parçalanmasının yaygınlığını görmezden geldiğini veya "uydurma" olarak geçersiz kıldığını belirtir.

"Henüz, zihinsel sağlık alanı olarak, bölümlere ayırmanın stres altında normal olduğunu ve genel olarak fark ettiğimizden çok daha yaygın olduğunu kabul etmedik".


Yapısal Dissosiasyon Modeli ve "Parçalar": Kitap, Van der Hart ve arkadaşlarının (2004, 2006) Yapısal Dissosiasyon teorisini temel alarak kişiliğin farklı "parçalarından" bahseder. Travma, kişiliği iki ana kategoriye ayırabilir:


Normal Yaşamına Devam Eden Parça (Apparently Normal Part of the Personality - ANP): Günlük yaşamın önceliklerini yerine getiren, işlevsel parça. Yazar, bu parçayı "görünüşte normal" yerine "normal yaşamına devam eden parça" olarak adlandırmayı tercih eder, çünkü bu, hayatta kalmaya yönelik pozitif evrimsel işlevini vurgular.


Travma ile İlgili Parçalar (Emotional Parts of the Personality - EP): Hayvan savunma tepkileri tarafından yönlendirilen parçalar (savaşma, kaçma, donma, teslim olma, hayatta kalmak için bağlanma). Yazar, bu parçaları daha işlevsel terimlerle "travma ile ilgili parçalar" olarak adlandırır. Bu parçaların her biri, tehlikeli koşullarda hayatta kalmanın farklı bir yolunu temsil eder.

"Her bir parçanın tehlikeli koşullarda hayatta kalmanın bir yolunu, kendini korumaya yönelik farklı bir yaklaşımı temsil ettiği kavramı, parçalanmaya anlam ve itibar kazandırır".


Parçaların İletişimi ve Belirtileri: Parçalar, sadece travma anılarını tutan depolar değildir; hayatta kalma araçlarıdırlar. Parçaların varlığı, çeşitli şekillerde kendini gösterir:


Duygusal Dalgalanmalar: Aniden ortaya çıkan yoğun duygular (öfke, utanç, korku, üzüntü).

Bilişsel Çarpıtmalar: Kendini küçümseyen düşünceler, "siyah/beyaz" düşünce, çocuksu ifade tarzları.

Kararsızlık veya Kendini Sabote Etme: Karar verememe, iş, kariyer veya ilişkilerde sık sık değişiklik, başarı ile kendini sabote etme döngüsü.

Hafıza Belirtileri: Hafıza boşlukları, "zaman kaybı", konuşmaları veya terapi seanslarını hatırlamada zorluk, tanıdık bir yerde araba kullanırken kaybolma, öğrenilmiş becerileri unutma.

Psikotik Benzeri Belirtiler: Sesler duyma, iç diyaloglar, travmaya ait intrusive düşünceler veya görüntüler.

Parça Odaklı Tedavi Yaklaşımı: Kitap, travmanın parçalanmış benliklerini iyileştirmek için mindfulness temelli ve parça odaklı yaklaşımları savunur. Bu, İç Aile Sistemleri (IFS) ve Sensorimotor Psikoterapi gibi modellerden yararlanır.

Mindfulness ve Parçalar: Parçaları "mindful bir şekilde" gözlemlemek, adlandırmak ve onlarla "unblending" (parçadan ayrılma) sürecini kolaylaştırır. Bu, danışanın parçalarının duygularını ve düşüncelerini kendi bütün benliğinin ifadesi olarak değil, bir parçanın iletişimi olarak görmesine yardımcı olur.


"Kim" Konuşuyor?: Terapistin sürekli olarak "Şu anda 'kim' konuşuyor?" veya "Hangi parçalar bu güçlü duygusal tepkiyi veriyor?" gibi sorular sorması, danışanın otomatik varsayımından (tüm düşünce ve duyguların "benim" olduğu) vazgeçmesine yardımcı olur.


Parçaların Dilini Kullanma: Terapistin parçaların dilini tutarlı bir şekilde kullanması ve danışanı da bunu yapmaya teşvik etmesi önemlidir. Örneğin, "Şu anda utanç duyan bir parçanız var, değil mi? Onun orada olduğunu size ne söylüyor?"


Parçaların Dışsallaştırılması: Danışanın parçalarını çizimler, figürler veya nesneler kullanarak dışsallaştırmak, içsel mücadeleleri görünür hale getirmeye ve danışanın parçalarıyla ilişki kurmasına yardımcı olur.


Kendini Kabul Etme ve İçsel Bağlanma: Parçalarla "arkadaş olmak", kendini kabul etme pratiğine katkıda bulunur. Kendi parçalarına karşı meraklı ve ilgili olmak, "radikal olarak kabul etmek", içsel dünyanın daha güvenli hissedilmesini sağlar. Kitap, "içsel bağlanma onarımı" kavramını detaylandırır. Normal yaşamına devam eden parçanın, travma ile ilgili çocuk parçalarla şefkatli, anlayışlı ve koruyucu bir ilişki kurması hedeflenir.

"Parçalarla "arkadaş olmak" sadece terapötik bir çaba değildir: aynı zamanda kendini kabul etme pratiğini geliştirmeye de katkıda bulunur, her seferinde bir parça.)

"For internal attachment work to be successful, it is important to use the exact wording above. 'How do you feel about?' is a different question than, 'How do you feel toward?'" (İçsel bağlanma çalışmasının başarılı olması için yukarıdaki tam ifadeyi kullanmak önemlidir. 'Ne hissediyorsun?' sorusu, 'Ne hissediyorsun?' sorusundan farklıdır.)

Terapistin Rolü: Terapist, tüm parçalar için "baba" rolünü üstlenmeli, meraklı, şefkatli ve saygılı olmalıdır. Terapist, danışanın parçalarına karşı olan yargılarını veya utancını normalleştirmeli ve parçaların bakış açılarına saygı duymalıdır. Terapistin kendi bedeni, sesi ve yüz ifadeleri, danışanın parçalarıyla iletişim kurmada önemli bir araçtır.

"Terapist, tüm parçalara karşı otantik bir saygı, sıcaklık ve hayranlık duyarak ve her bakış açısıyla empati kurarak konuştuğu sürece, normal yaşamına devam eden benlik her parçayı sadece bir yük değil, potansiyel bir kaynak olarak kabul etmeye başlayabilir..."


Kendini Sabote Etme ve Bağımlılık Davranışları: Kendini sabote etme ve bağımlılık davranışları (madde kullanımı, yeme bozuklukları, kendine zarar verme), travma sonrası işlevsel olmayan hayatta kalma stratejileri olarak görülür. Bunlar, genellikle parçalanmış benliklerin yoğun duyguları veya duyumsuzluğuyla başa çıkmak için kullandığı "çaresiz önlemler"dir. Terapinin amacı, bu davranışların altında yatan travma ile ilgili parçaları ve onların endişelerini anlamaktır.

DKB Tedavisindeki Zorluklar: DKB olan danışanlarla çalışmak, terapist için özel zorluklar yaratır. "Tek bir 'o' veya 'o' yoktur." Danışan, tek bir bütünleşik psikolojik varlık değildir. Terapi, normal yaşamına devam eden parçayı güçlendirmeyi, kendi kendini düzenleme becerilerini geliştirmeyi ve parçalarla güvene dayalı ilişkiler kurmasına yardımcı olmayı hedefler. Amaç, istemsiz dissosiasyonu azaltmak ve içsel iletişimi artırmaktır. Dissosiasyon, zamanla danışan tarafından bilinçli olarak "doğru iş için doğru parçayı" çağırmak gibi bir kaynak olarak da kullanılabilir.


Sonuç:

Janina Fisher'ın kitabı, travmanın kişiliği nasıl parçaladığını ve bu parçalanmanın travma sonrası belirtilerin altında yatan temel dinamik olduğunu güçlü bir şekilde savunmaktadır. Kitap, travma tedavisinde parça odaklı, mindfulness temelli ve beden odaklı yaklaşımların önemini vurgular. Terapistin, tüm parçalara karşı şefkatli, meraklı ve saygılı bir duruş sergilemesi, danışanın kendi içsel dünyasıyla güvene dayalı bir ilişki kurmasına ve bütünleşmeye doğru ilerlemesine yardımcı olmanın anahtarıdır.


Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
  • Instagram
  • Youtube
  • Facebook
bottom of page